Annem daima bana dayım Ali b. Hüseyin (a.s) ile muaşerette bulunmamı tavsiye ederdi...
Adı, Ali ve en meşhur lakapları, Zeynelabidin ve Seccad'dır.
Hicret'in 38. yılı,[1] cemaziyülevvelin ortasında Medine'de dünyaya geldi. Babası, şehitler efendisi İmam Hüseyin (a.s) ve annesi de, Şehribânu Hatun'dur.[2]
İmam Seccad'ın (a.s) akrabalarından biri bir grup insanın yanında ona yakışmayan sözler sarf etti ve çekip gitti. İmam Seccad orada bulunanlara hitaben şöyle buyurdu:
"Onun dediği sözleri duydunuz. Şimdi benimle gelmenizi ve benim ona vereceğim cevabı duymanızı istiyorum."
Orada bulunanlar şöyle dediler: "Sizinle geliriz; fakat o adam size o sözleri söylediğinde, biz ve siz onun cevabını verseydik, daha iyi olmaz mıydı?"
İmam Seccad (a.s) sabretmelerini söyleyerek onlarla birlikte o adamın evine doğru yola koyuldu. Yolda müminlerin sıfatlarını açıklayan bir ayeti okumakta ve şöyle buyurmaktaydı:
"Onlar, öfkelerini yenerler ve insanların kusurlarını bağışlarlar. Hiç kuşkusuz Allah iyilik yapanları sever." [3]
Oradakiler bunu duyunca, İmam'ın oraya o adamın yaptığının karşılığını vermek için gitmediğini anladılar. Adamın evine vardılar ve İmam onu çağırtarak şöyle demelerini istedi: "Ona Ali b. Hüseyin'in geldiğini söyleyin."
Adam İmam'ın ona yaptığının karşılığını göstermek için geldiğini zannetti ve buna hazırlıklı olarak dışarı çıktı.
İmam şöyle buyurdu:
"Kardeşim! Sen biraz önce bana geldin ve bana bazı sözler söyledin. Söylediğin sıfatlar bende varsa, Allah'tan beni affetmesini istiyorum. Fakat eğer bende bunlar yoksa Allah'tan seni affetmesini diliyorum."
İmam'ın bu büyüklüğü ve yumuşaklığı adamı utandırdı ve adam öne çıkarak İmam'ı alnından öptü ve şöyle dedi: "Söylediklerimin size değil, kendime daha çok yakıştığını itiraf ediyorum."[4]
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:
Medine'de insanları boş şeylerle eğlendirip güldüren bir soytarı vardı. Bu adamın kendisi şöyle derdi: "Ben bu ana dek Ali b. Hüseyin'i (a.s) güldürmeyi başaramadım." Bir gün İmam'ın yanından geçerken, abasını sırtından çekerek alıp gider. İmam onun bu çirkin davranışına aldırmaz. Ama İmam'ın yanındakiler abayı ondan alır ve geri getirirler. İmam: "Bu adam kim?" diye sorar. Orada bulunanlar: "İnsanları güldüren bir soytarıdır." diye cevap verirler. İmam şöyle der: "Allah'ın öyle bir günü vardır ki, o günde boş işler yapan ve boş konuşanlar, yaptıkları işlerin zarardan başka bir şey olmadığını anlayacaklardır."[5]
Zeyd b. Üsame ölüm döşeğindeydi. İmam Seccad (a.s) onu ziyarete gitti. Zeyd ağlıyordu. İmam (a.s): "Neden ağlıyorsun?" diye sordu. Zeyd dedi ki: "On beş bin dinar borcum var ve malvarlığım bunu ödemeye yetmiyor." İmam şöyle buyurdu: "Ağlama, senin borcunu ödemek bana aittir, hepsini ödeyeceğim." Öyle de oldu ve İmam (a.s) onun bütün borcunu ödedi.[6]
İmam Seccad (a.s) geceleri Medine yoksullarına ve fakirlerine kendini tanıtmadan gizlice yiyecek götürür ve onlara malî yardımda bulunurdu. Ancak ölümünden sonra, onlara gizlice yiyecek getirenin Ali b. Hüseyin (a.s) olduğunu anladılar. Yine İmam'ın vefatından sonra yüz yoksulun geçiminin o Hazret tarafından sağlandığı ve kendilerinin de onu tanımadığı anlaşıldı.[7]
İmam Seccad'ın (a.s) kız kardeşinin çocuklarından biri şöyle der:
"Annem daima bana dayım Ali b. Hüseyin ile muaşerette bulunmamı tavsiye ederdi. Onun yanına her vardığımda, yeni bir şeyler öğrenirdim. Bazen onun Allah'ın huzurundaki korkusu ve alçakgönüllülüğü bende kalbi bir korku ve alçakgönüllülük uyandırırdı, bazen onun sonsuz ilminden faydalanırdım."[8]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor:
"Babam namaz esnasında büyük padişahın önünde duran bir köle gibi dururdu. Allah korkusundan titrer, rengi kaçar ve namazını, kılacağı son namazmış."
İmam Seccad (a.s) Kerbela mirasçısı ve yadigârı idi. Can yakıcı üzüntü ve zahmetleri tahammül etmekle sürekli olarak o şehitlerin anılarını canlı tutmaya çalışıyordu. Uygun fırsatlarda yürek yakan ağlamalarıyla Aşura musibetinin ne kadar büyük olduğunu açıklıyordu. Dua kalıbında da en iyi ahlakî ve terbiyevi programları halka sunuyordu. İmam Seccad'ın (a.s) en önemli duaları, çok değerli "Sahifet'ü Seccadiyye" adlı kitapta bir araya toplanmıştır.
Sahifet'ü Seccadiyye, Ehlibeyt (a.s) mektebinin en önemli kaynak kitaplarından sayılmaktadır. Eskiden beri muhakkik ve araştırmacılar tarafından pek çok tercüme ve şerhler bu kitaba yazılmıştır. Öyle ki birçok dillere çevrilmiş ve yüzlerce şerh ve izahlar bu kitaba yazılmıştır.
İmam Sadık'ın (a.s) buyurduğuna göre İmam Seccad (a.s), babası Hz. Hüseyin'den (a.s) 35 yıl sonra hicri 95'de 57 yaşında şehit edilmiştir.
Allame Meclisi de şöyle diyor:
"Genel nakledilmiş olan birçok güvenilir hadislerden İmam Seccad'ın (a.s) zehirle şehit edildiği anlaşılmaktadır. İbn. Babaveyh ve bir grup diğer kimselere göre Velid bin. Abdulmelik o hazreti zehirletmiştir. Bazılarına göre ise Hişam bin Abdulmelik onu zehirleterek şehit etmiştir."
Ehlibeyt Alimleri Derneği olarak dua ve secdelere anlam katan Kerbela şahidi İmam Seccad'ın kutlu doğum günü tüm İslam alemine kardeşlik, sevgi, huzur ve refah getirmesini diliyoruz.
Ehilebeyt Alimleri Derneği
Kaynaklar
[1]- Mesaru'ş-Şia, Şeyh Müfid s.34, h. 1315 basımı.
[2]- Usul-i Kâfi, c. 1, s.467, Ahundî basımı.
[3]- Âl-i İmrân Suresi, 134.
[4]- el-İrşad, Şeyh Müfid, s.240, Ahundî basımı.
[5]- el-Emali, Şeyh Saduk, s.133.
[6]- el-İrşad, Şeyh Müfid, s.242, Ahundî basımı.
[7]- Tezkiretu'l-Havas, İbn Cevzî, s.184, Ferhad Mirza basımı.
[8]- el-İrşad, Şeyh Müfid, s.238, Ahundî basımı.