Recep Ayının Fazileti
Hicri ayların yedincisi olan Recep ayı aynı zamanda savaşın yasak kılındığı dört haram aydan birdir. Hatta cahiliye döneminde dahi Recep ayı geldiğinde kabileler arasındaki savaşa ara verilirdi ve bu ayın saygınlığına hürmet gösterilirdi.
Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Recep, Allah’ın büyük ayıdır; hiçbir ay hürmet ve fazilette ona ulaşamaz. Bu ayda kâfirlerle savaşmak haramdır. Şunu iyi bilin ki Recep Allah’ın ayıdır, Şaban benim ayımdır ve Ramazan ümmetimin ayıdır. Her kim Recep ayında bir gün oruç tutacak olursa Allah’ın hoşnutluğuna ulaşmış ve ilahi gazabı kendisinden uzaklaştırmış olur."
İmam Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: Recep, cennette bulunan sütten beyaz ve baldan tatlı bir nehrin ismidir; kim bu aydan bir gün oruç tutacak olursa Allah o nehrin suyundan ona içirecektir.
İmam Sadık (a.s), Resulullah’tan (s.a.a) şöyle rivayet etmiştir: Recep ümmetimin istiğfar ayıdır. Halde bu ayda mağfiret ve bağışlanma dileyin ki Allah bağışlayıcı ve Rahimdir. Receb ayına "Asebb" (dökülen) denilir; zira bu ayda Allah’ın rahmeti ümmetimin üzerine bolca dökülür. Öyleyse şu zikri çok tekrar edin: "Esteğfirullahe ve es’eluhu’t-tevbe" Yani, "Allah’tan mağfiret ve ona yöneliş istiyorum."
Bir rivayette şöyle geçmiştir: Hz. Nuh bu ayın ilk gününde gemiye binip kurtuluşa erdiğinde yanındakilere o günü oruç tutmalarını buyurdu ve şöyle dedi: Kim bu günün orucunu tutarsa bir yıllık ateş azabı ondan uzaklaşmış olur.
İmam Sadık’tan (a.s) gelen rivayete göre bu ayın ilk gününde İmam Hüseyin (a.s) ziyaretini okumak müstahaptır ve bu konuda tekit edilmiştir.
Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Recep, benim ümmetim için istiğfar ayıdır. Halde bu ayda Allah’ın huzurunda günahlarınızdan af dileyin ki Allah bağışlayandır, Rahimdir.
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Recep ayının yirmi yedinci gününün orucunu kaçırmayın ki o günde Hz. Muhammed’de (s.a.a) nübüvvet makamı verilmiştir. O günün orucunun sizin için sevabı altmış yılın sevabı ölçüsündedir.
Recep ayı çeşitli meziyetlerinden dolayı farklı isimlerle anılmıştır. Peygaberimizin (s.a.a) hadisinde "ümmetin istiğfar ayı" olarak nitelendiği için "şehru’l istiğfar" ismiyle anılmıştır. Yine hadiste geçen “hürmet ve fazilette hiçbir ayın ona ulaşamayacağı” ifadesine binaen "Tek" anlamında "Recebu’l Ferd" denilmiştir. İlahi rahmetin kullar üzerine yağmur gibi yağdığı bir ay olduğu için "dökülen" anlamında "Recebu’l Asebb" denilmiştir. İmam Ali’nin (a.s), Kabe’de vuku bulan o muhteşem doğumu bu ayda gerçekleştiği için "Şehr-u Emirulmuminin" denilmiştir.
Recep Ayındaki Münasebetler
Recep ayı içerisinde Ehlibeyt imamlarından üçünün doğumu gerçekleşmiştir. İmam Ali (a.s), İmam Muhammed Bakır (a.s) ve İmam Muhammed Cevad (a.s) bu ayda dünyayı şereflendirmişlerdir. Ayrıca tüm insanlık tarihine ışık tutacak sevgi ve muhabbet dini olan İslam’ın ilk emri varlık âleminin varoluş sebebi Hz. Muhammed’e (s.a.a) bu ayda gelmiştir. Yani Hz. Muhammed’in (s.a.a) biseti ve nübüvvete seçildiği gün bu ayın içindedir. Ayrıca İmam Musa Kazım (a.s) ve İmam Ali Hadi’nin (a.s) şehadeti bu ayda vuku bulmuş, Kerbela mesajının eşsiz kahramanı Hz. Zeyneb’in (a.s) vefatı da Recep ayı içinde gerçekleşmiştir.
Haram Ayların Felsefesi
Recep ayı savaş ve kan dökmenin haram kılındığı dört haram aydan biridir. Bu aylarda savaşlara ara verilmesi insanların kılıç-mızrak sesinden biraz uzak kalarak tefekkür etmelerine ve barış için çözüm aramalarına fırsat sağlıyordu. Hatta dört ay savaşmayan insanlar, bu süre içinde düşünmeye engel olan öfke ve nefretten bir nebze olsun kurtulmuş oldukları için bu aylar çıktıktan sonra da artık savaşmayabiliyorlardı, savaşsız hayatın daha iyi olduğu sonucuna da varıyorlardı. İslam dini de kendi mensuplarına bu aylarda savaşmayı yasak kıldı. Ancak düşmanın bu İslami kanunu suiistimal ederek Müslümanlara saldırması halinde Müslümanlara onlara karşı savaşma izni verilmiştir.
Regaip Gecesi
Recep ayının büyük ve azametli gecelerinden biri bu ayın ilk Cuma gecesidir. Recep ayının ilk Cuma gecesine Regaip gecesi ismi verilmiş ve bu gece için özel ameller zikredilmiştir. Bu ameller vasıtasıyla insana birçok mükâfat ve bereketlere gark olur.
Regaip, rağbet edilen iş veya bol bahşiş anlamındaki "rağibe" kelimesinin çoğuludur. Recep ayının ilk Cuma gecesinde kullarda Allah’a bir rağbet ve yöneliş hissi oluşur ve onlardaki bu rağbet ve yöneliş duygusu duaya dönüştüğünde Allah katından bol mükâfat ve bahşişle karşılık bulur. Bu yüzden bu geceye "Regaip gecesi" denilmiştir.
Rivayete göre Recep ayının ilk Cuma gecesini ihya ederek dua ve münacatla geçirmek, Allah katındaki çok değerli bahşiş ve mükâfatlara nail olma vesilesidir. Peygamberimiz (s.a.a), bir hadisinde bu geceye meleklerin "Regaip" ismini verdiğini buyurmuştur. Muhaddisler, kitaplarında bu gecede kılınması tavsiye edilen özel bir namazdan söz etmişler ve sonra Peygamberin (s.a.a) şöyle buyurduğunu zikretmişlerdir: Kim bu gecede bu namazı kılacak olursa bu namazın sevabı en güzel surette, güler yüzlü ve fasih dilli bir şekilde kabrinin ilk gecesinde onun karşısında zahir olacak ve ona şöyle diyecek: Ey dostum! Müjde olsun sana ki her türlü şiddet ve sıkıntıdan kurtuldun. Namazı kılan kişi soracak: Sen kimsin ki ben bugüne kadar senin kadar güzel yüzlü birini görmedim, senin sözünden daha tatlı bir söz duymadım ve senin kokundan daha hoş bir koku almadım?! O şu cevabı verecek: Ben, senin Regaip gecesinde kıldığın namazım. Bu gece senin yalnızlığına dost ve korkunu gidermek için yanına geldim ki hakkını eda etmiş olayım. Sura üflendiği zaman kıyamet sahnesinde de senin başına gölge edeceğim. Hayrın senden kaybolmayacağı için sevinmelisin.
Regaip Gecesinin Amelleri
Recep ayının ilk Perşembe günü oruç tutulmalıdır. Cuma gecesi olduğunda akşam namazı ile yatsı namazı arasında on iki rekât namaz kılmalıdır. İkişer rekât halinde altı namaz kılınır. Her rekâtta bir Fatiha suresi, üç Kadir suresi ve on iki İhlas suresi okunur. On iki rekât namaz tamamlanınca yetmiş defa "Allahümme Salli ala Muhammedin’in Nebiyyi’l Ummiyyi ve ala Alih" zikri söylenir. Sonra secdeye gidilir ve yetmiş defa "Subbuhun Kuddusun Rabbu’l Melaiketu ve’r Ruhu" zikri tekrarlanır. Secdeden kalkınca yetmiş defa "Rabbiğ’fir verham ve tecavez emma ta’lem inneke’l aliyyul Azem" zikri tekrarlanır. Sonra tekrar secdeye gider ve yetmiş defa "Subbuhun Kuddusun Rabbu’l Melaiketu ve’r Ruhu" zikrini tekrar ettikten sonra Yüce Allah’tan hacetini niyaz eder. İnşallah Allah’tan icabet görür.
Recep Ayının On üçü ve İtikâf
Recep ayının mehtaplı geceleri olan on üç, on dört ve on beşinci günlerinde fıkıh kitaplarında hükümleri detaylı şekilde açıklanmış olan itikâf amelini yerine getirmek tekitle tavsiye edilmiş sünnet bir ameldir.
Emirulmuminin İmam Ali’nin (a.s) kutlu doğumu da bu ayın on üçüncü gününe tekabül etmiştir.
Ümmü Davud Amelleri
Recep ayında maruf olan ve tekitle tavsiye olunan amellerden biri de Ümmü Davud amelleridir.
Hadis kitaplarında şöyle rivayet edilmiştir:
Irak’ta Davud isminde marifet ehli bir genç uzun süre Abbasi halifesi Mansur Devaniki tarafından hapsedilmişti. Annesinin onun ayrılığına artık tahammül edecek gücü kalmamıştı. Bir gün İmam Sadık’ın (a.s) huzuruna geldi ve kendi hikâyesini anlattıktan sonra o hazretten çare yolu istedi. İmam buyurdu: Bu ayın Recep ayı olduğunu ve bu ayda edilen duanın icabet bulacağını biliyor musun? Sana söyleyeceğim şeyi dakik olarak yerine getirirsen oğlun zindandan kurtulacaktır.
Önce Recep ayının on üç, on dört ve on beşinci günlerini oruç tut. On beşinci gün öğlen vakti gusül alıp sekiz rekât namaz kıl. (Bu namazın ne şekilde kılındığı konusunda Mefatihul Cinan kitabına müracaat edebilirsiniz.) Kadın namazı kıldıktan kısa süre sonra oğlu serbest bırakıldı. Bunun üzerine kadın (Ümmü Davud) İmam Sadık’ın (a.s) huzuruna vardı. Selam arzettikten sonra oğlunun özgürlüğüne kavuştuğunu söyledi. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurdu: Mansur Devaniki gecelerden birinde ceddim Ali b. Ebutalib’i (a.s) rüyasında gördü. Ali (a.s) onu şöyle uyarıyordu: Çabuk oğlum Davud’u serbest bırak, yoksa seni ateşe atarım! Mansur karşısında ateşi görünce Davud’u serbest bırakmalarını emretti.
Recep Ayının Yirmi Yedisi
Recep ayının yirmi yedinci günü İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) peygamberliğe seçildiği gündür. Bu günde oruç tutmak sünnettir ve özel sevabı vardır. Bu gecelerin her biri için özel ameller zikredilmiştir.
Mikail Gürel