Alevler söndüğünde insanlar büyük bir şaşkınlık içinde Hz. İbrahim'in sakin ve sağ olarak alevlerin ortasında oturduğunu gördü.
Muhalifler büyük bir öfke içinde şaşkınlık geçirdi ve kalabalığın arasına karışıp gitti. Aslında kafirleri bu planları ile Hz. İbrahim'i yok etmek istemişti, lakin yüce Allah onları en ziyankar insanlar yaptı ve hem kendilerini ve hem batıl inançlarını mağlup etti. Kurani diyaloglar insanları, tüm güzellikler ve iyilikler O'na uzanan yüce Allah'a hidayet eder.
Dolaysıyla Allah'ı tanımak güncel yaşamda ve ilahi maarifi kazanmakta hayati önem arz ediyor. Kur'an-ı Kerim'in beyan ettiği öykülerde ancak yüce Allah ve maneviyat yaşamlarında ön plana çıkan insanların yaşamında hakiki saadet söz konusu olur ve bu muhteşem varlık, onların yaşamına değer ve canlılık kazandırır. Kuşkusuz hepiniz Hz. İbrahim'in putları kırma öyküsünü duymuşsunuzdur. Gerçekte Hz. İbrahim putperestlerle diyaloglarında tevhit düşünceleri uyandırmaya çalışıyor ve bunun için akıl ve düşüncesinden yararlanıyor. Hz. İbrahim insanların kafasında bazı soru işaretleri oluşturmak ve vicdanlarını harekete geçirmekle onları sahte ilahlara yönelmekten alıkoyuyor ve dikkatlerini yüce Allah'a yöneltiyor.
Hz. İbrahim putperestlere şöyle sesleniyor: İbrahim: Peki, dedi, yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı? Yahut size fayda ya da zarar verebiliyorlar mı? Hz. İbrahim putların tapılmayı hak etmediğini göstermek için şirk simgeleri ile pratik bir mücadele başlatır. Bir bayram gününde kent dışında şenlik düzenlenir.
Bazı insanlar Hz. İbrahim'den onlarla birlikte şenliğe katılmasını ister. Ancak o hazret hasta olduğunu bahane ederek gelemeyeceğini söyler. İnsanlar Hz. İbrahim'i kendi haline bırakır ve gider. Hz. İbrahim yalnız kaldığında putların bulunduğu mekana gider, putlara şöyle bakar ve alaylı bir şekilde sorar: Neden bu yemeklerden yemiyorsunuz? Neden konuşmuyorsunuz?
Daha sonra Hz. İbrahim putları bir bir kırar ve hepsini büyük put dışında param parça yapar, ardından baltasını da kalak putun omuzuna asar ve çekip gider. Putperestler kent dışında düzenlenen törenden döndüklerinde şükretmek için put evine gider, lakin çok tuhaf ve inanılmaz bir manzara ile karşılaşır. Putperestlerin taptığı tüm putlar devrilmiş, param parça olmuştur. Bundan sonrasını Kur'an-ı Kerim'in dilinden şöyle dileyelim: Bunu tanrılarımıza kim yaptı? Muhakkak o, zalimlerden biridir, dediler. (Bir kısmı:) Bunları diline dolayan bir genç duyduk; kendisine İbrahim denilirmiş, dediler. O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin.
Belki şahitlik ederler. Bunu ilâhlarımıza sen mi yaptın ey İbrahim? dediler. Belki de bu işi şu büyükleri yapmıştır. Hadi onlara sorun; eğer konuşuyorlarsa! dedi. Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) "Zalimler sizlersiniz, sizler!" dediler. Sonra tekrar eski inanç ve tartışmalarına döndüler: Sen bunların konuşmadığını pek âlâ biliyorsun, dediler. İbrahim: Öyleyse, dedi, Allah'ı bırakıp da, size hiçbir fayda ve zarar vermeyen bir şeye hâla tapacak mısınız? Size de, Allah'ı bırakıp tapmakta olduğunuz şeylere de yuh olsun! Siz akıllanmaz mısınız?
Hz. İbrahim yüce Allah'ı tanıtmaya başlar ve şöyle der: sizin Rabbiniz, yarattığı göklerin ve yerin de Rabbidir ve ben buna şahitlik edenlerdenim. Beni yaratan ve bana doğru yolu gösteren O'dur. Beni yediren, içiren O'dur. Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur. Benim canımı alacak, sonra beni diriltecek O'dur. Ve hesap günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum O'dur. Hz. İbrahim bu mücadelede büyük bir zafer elde etti ve kavmine putların tapılmayı hak etmediğini vurguladı. Ancak bu gelişmenin ardından kafirler tarafından ateşte yakılmakla tehdit edildi. Kafirler şöyle dedi:
Onu yakın ve tanrılarınıza yardım edin. Lakin varlığı yaratan yegane Allah'a inanan ve sadece O'na tevekkül eden Hz. İbrahim asla soğukkanlılığını kaybetmedi ve tevhid bayrağını dalgalandırmaya devam etti. Düşman tehdidini hayata geçirdi ve Hz. İbrahim'i ateşe attı, lakin yüce Allah şöyle irade buyurdu: "Ey ateş! İbrahim için serinlik ve esenlik ol!" dedik. Evet, Hz. İbrahim ateşe atıldı. Ancak alevler söndüğünde insanlar büyük bir şaşkınlık içinde Hz. İbrahim'in sakin ve sağ olarak alevlerin ortasında oturduğunu gördü. Muhalifler büyük bir öfke içinde şaşkınlık geçirdi ve kalabalığın arasına karışıp gitti.
Aslında kâfirleri bu planları ile Hz. İbrahim'i yok etmek istemişti, lakin yüce Allah onları en ziyankar insanlar yaptı ve hem kendilerini ve hem batıl inançlarını mağlup etti. Hz. İbrahim putperestlere şöyle dedi: Siz, sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet uğruna Allah'ı bırakıp birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet günü (gelip çattığında ise) birbirinizi tanımazlıktan gelecek ve birbirinize lânet okuyacaksınız. Varacağınız yer cehennemdir ve hiç yardımcınız da yoktur.
İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: "Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir." Şu kadar var ki, İbrahim babasına: "Ant olsun senin için mağfiret dileyeceğim.
Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez" demişti. (O müminler şöyle dediler:) Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır. Rabbimiz! Bizi, inkâr edenler için deneme konusu kılma, bizi bağışla! Ey Rabbimiz! Yegâne galip ve hikmet sahibi, ancak sensin.