Rahman ve rahim olan yüce Allah’ın adıyla... Allah’ın selamı Muhammed-i Mustafa (sav) ve pak hanedanı üzerine olsun.
Bugün yine oruçla ilgili ayetlerle birlikte olacağız. Bugünkü sohbetimizde oruç farizasını Kuran-ı Kerim ayetlerinden yararlanarak yüce Allah’ın sevdiği gibi en iyi şekilde yerine getirmeyi öğrenmeye çalışacağız.
Kuran-ı Kerim müminleri Allah orucu sizlere, takvaya ulaşmak için farz kıldı, şeklinde müjdeliyor. Çünkü hiç bir amel oruç kadar insanlara kemale erme derecelerine ulaşmak ve takvalı olmakta yardımcı olamaz.
Rivayetlere göre Allah resulü (sav) döneminde bir kadın, hizmetkârına karşı kötü sözler sarf eder. Ardından hizmetkâr her zaman olduğu gibi kadına yemek getirir. Kadın oruç olduğunu söyler ve yemek yemez. Bu haberi duyan Allah resulü (sav) şöyle buyurur: Bu nasıl oruçtur ki o kadın tutmuş, ama hizmetkârına küfür etmiş.
Evet, oruç tutmak sadece yemek ve içmekten sakınmak değildir. Yüce Allah oruçlu insanı her türlü çirkin hareket ve sözden de men etmiştir.
imam Ali (sa) oruç hakkında şöyle buyurur: Gönlün günah endişesinden oruçlu olması, karnın yiyecekler konusunda oruçlu olmasından daha üstündür. Vücudun oruç tutması, kendi iradenle yemekten sakınmaktır, oysa nefsin oruç tutması, beş hissin her türlü günahtan kaçınması ve gönlü şer ve kötülüklerden arındırmaktır.
bu şerif metinlerden anlaşıldığı üzere gerçek oruç, takva ve korunmanın temel direği olan Allah’ın marifetine erişmektir ve oruç bu duyguyu oruç tutan kimsenin gönlünde kalıcı yapar ve pekiştirir.
Miraç hadisinde İslam Peygamberi’nin (sav) yüce Allah’tan şu soruyu sorduğu ifade edilir: Ey Rabbim, oruç tutmanın mirası nedir?
Yüce Allah katından nida gelir: Oruç, oruç tutan kimsede hikmetin zuhuruna sebep olur ve hikmet de yakinin ortaya çıkmasına vesiledir.
İslam peygamberi (sav) şöyle buyurur: Takva ve korunma madeni, ariflerin kalbidir.
İmam Ali (sa) da şöyle buyurur: Takva dinin neticesi ve yakinin temelidir.
Demek ki oruç farizasının kabul görmesi ve yüce Allah’ın istediği gibi yerine getirilmesi, oruçlu kimsede yakin oluşması ve Allah marifetine kavuşmasıdır.
Allah resulü (sav.) oruçlu kimsede yakin oluşması ve Allah marifetine ermesinin işaretlerini şöyle beyan etmektedir:
Kul ancak büyük zorluklara katlanarak elde ettiği ve kaybetmemek için çok çaba harcadığı bir şeyden Allah yolunda vazgeçmediği takdirde takvalı olamaz ve takvalı insanlar, hatta kuşkuya düşecekleri konularda bile Allah’tan sakınırlar.
Allah resulü (sav) sahabeden Ebuzer’e şöyle buyurmuştur: Ey Ebuzer, hiç kimse kendi nefsinden iki ortak arasında olduğundan daha ağır bir şekilde hesap sormadığı takdirde yakin ehli olamaz ve ayrıca yemeğini, suyunu ve giyimini nereden geldiğini, helal veya haram olduğunu bilmesi gerekir.