Miraç Gecesi Hakkında Çeşitli Sorular
1.Miraç nedir ve İslami metinlerde nasıl kullanılmıştır?
2.Peygamberimiz’in (s.a.a) dışındaki peygamberlerden miraca giden var mı yoksa bu konu yalnızca Resulullah’a (s.a.a) mı özgüdür?
3.Peygamberimiz kaç kere miraca gitmiştir?
4.Miraç tam olarak ne zaman gerçekleşti?
5.Peygamberimiz (s.a.a) miraçta neler gördü?
6.Peygamberimiz (s.a.a) miraçtan nasıl döndü ve döndükten sonra neler yaptı?
Şimdi bunları sırasıyla ele alalım:
1. Miraç, Arapça ’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir.1
Kur’an-ı Kerim, İsra Suresinin birinci ayetinde Resulullah’ın (s.a.a) mucizevi bir şekilde Mescidu’l-Haram’la (Mekke) Beyt’ul-Mukaddes (Mesidu’l-Aksa) arasındaki uzak mesafeyi Allah’ın yardımıyla bir gecede gittiği anlatmaktadır. Bu yolculuk, daha uzun bir yolculuğa, yani göklerde dolaşmaya ve ilahi ayetleri görmeye hazırlık olmuştur. Olayın ikinci kısmı Necm Suresinin ilk ayetlerinde anlatılmıştır.
Bununla birlikte miraç kelimesi Kur’an’da geçmemiş, bu kelime rivayetlerde ve söz konusu ayetlerin tefsirinde Leyletu’l-Miraç (Miraç Gecesi) şeklinde geçmiştir. Ona böyle bir ad verilmesi Peygamberimizin (s.a.a) bu yolculukta Burak adlı bir bineğe bindiği için olabilir.2
Kısacası biz ne zaman burada bu kelimeyi kullansak maksadımız Peygamberimiz ’in (s.a.a) bu güzel ve mucizevi yolculuğu olacaktır.
2.Bu mucizenin Peygamberimizle (s.a.a) sınırlı olup olmadığı konusuna gelince, akli ve dini ölçülere göre diğer peygamberlerin de Allah’ın yardımıyla mucize hızıyla yerde ve gökte hareket etmelerine ve Allah’ın ayetlerini görmelerine herhangi bir engel yoktur. Ancak Kur’an’ı Kerim’den ve sahih rivayetlerden bu şekilde göğe çıkıp sonra ümmetin içine dönerek tebliğine devam eden hiçbir peygamberin olmadığı anlaşılmaktadır.
Bazı ayetlerde, Hz. Süleyman’ın (a.s) rüzgârın vasıtasıyla süratle dünyanın çeşitli yerlerine gittiğinde3 veya Hz. İdris (a.s)4 ve Hz. İsa (a.s)5 gibi peygamberlerin göğe yükseldiklerinden bahsedilmektedir. Ama yukarıda da değindiğimiz gibi bunların hiç biri Peygamberimizin (s.a.a) miracına tam olarak benzememektedir. Zira Hz. Süleyman’ın (a.s) yolculuğu yeryüzünde idi. Hz. İdris (a.s) ve Hz. İsa (a.s) ise göğe yükseldiler ama dönmediler. Rivayetlere göre Hz İdris (a.s) gökyüzünde vefat etmiş6, Hz. İsa (a.s) ise hala gökte olup Hz. Mehdi’nin (a.s) zuhurunu ve ona yardım etmeyi beklemektedir.7
3.Allah’ın kuluna ve resulüne böyle bir mucizeyi defalarca verebileceğine inanıyorsak da miraçla ilgili ayetlerden ve rivayetlerin tamamına yakınından bu özellikteki bu miracın Peygamberimiz ‘in (s.a.a) yaşamında bir kere gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Allah Resulü’nün (s.a.a) iki kere veya 120 kere gerçekleştiğini söyleyen rivayetlere8 gelince bunlar hakkında diyoruz ki:
a) Böyle rivayetlerin sayısı az olup dolaylı ve açık şekilde miracın bir kere gerçekleştiğini söyleyen rivayetler karşısında zayıf kalmaktalar.
b) Söz konusu az sayıdaki rivayetlerin senetleri de fazla muteber değildir.
c) Bununla birlikte Peygamberimiz ‘in (s.a.a) fiziki miracının bir kere ama manevi miracının defalarca olduğunu söyleyebiliriz. Miracın tekrarlandığını söyleyen rivayetler ruhani miraçlara işaret etmektedir. Hatta bunların Peygamberlerin dışındaki kimseler için de gerçekleşebileceğini söyleyebiliriz. Nitekim namazın müminin miracı olduğunu belirten rivayetler vardır.4
4.Hatırlatmak gerekir ki, bir çok tarihi olayın kendisine, öğretilerine, ibretlerine dikkat etmek onun zamanını tam olarak bilmekten çok daha önemlidir. Zaman ve mekâna haddinden fazla önem vermek asıl olaydan bir tür uzaklaşmak demektir. Belki de bu yüzden Allah, Kur’an’da bir çok peygamberin adını ve yaşamını zikrederken hiç birinin doğum, Risalet ve vefat tarihini tam olarak vermemiş, birinin dışında5 hiçbir peygamberin peygamberlik süresinin zikretmemiştir.
Kaldı ki miraç, henüz İslam’ın temellerinin zayıf olduğu ve İslam tarihinin yazılmaya başlanmadığı dönemde gerçekleşmişti. Bu yüzden miracın zamanı konusunda Müslüman tarihçiler arasında görüş birliği yoktur. Kimilerine göre risaletin 10. Yılında, kimilerine göre Ramazan’ın 16’sını 17’sine bağlayan gece, kimilerine göre de risaletin başlarında gerçekleşmiştir.6 Bundan dolayı miracı kutlamak istediğinizde bu tarihlerden birini, hatta başka bir tarihi bu amaç için seçebilir ve o tarihte onu ele alıp inceleyebilirsiniz. Bunun başka bir tarihte olmasının sakıncası yoktur.
5.İsra Suresinin 1. Ayetine göre miracın hedefi ilahi ayetleri Peygamber’e (s.a.a) göstermektir. Kur’an, yerde ve göklerde ne varsa tümünün, hatta insanların bile Allah’ın ayetleri olduğunu vurgulamaktadır.7 Buna göre Allah miraçta yalnızca normal ayetleri değil, onların yanı sıra çok büyük ayetleri Peygamber (s.a.a) gibi onları idrak edebilecek birine göstermek istemiştir. Allah bu ayetleri ‘’Allah’ın büyük ayetleri’’ diye nitelemiştir.8
Biz idrak edemeyeceğimiz için, Peygamber’in (s.a.a) orada yaşadıklarının tümünü söylemediği kesindir. Ama bir çok rivayette orada yaşadıklarının bir kısmı anlatılmıştır. Ancak Müslümanlar olayın alını kabul etmelerine karşın maalesef hadis yazmada meydana gelen duraklamadan dolayı bu alanda çeşitli ve bazen de çelişkili rivayetler karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden Şeyh Tabersi bu alandaki rivayetleri dört kısma ayırmış, her kısma örnekler getirerek onlar hakkında nasıl bir görüşe sahip olmamız gerektiğinin yolunu göstermiştir:
1. Kısım: Bu gruptaki rivayetler mütevatir olup doğruluklarında şüphemiz yoktur. Peygamber’imizin (s.a.a) miraca gittiği konusunu ele alan ama ayrıntıya girmeyen rivayetler bu türdendir. Bu rivayetler doğal olarak kabul görürler.
2. Kısım: Miracın akıl ve dinin ilk ölçüleriyle çelişmeyen bazı ayrıntılarını anlatan rivayetler; Peygamberimizin göklerde dolaşması, peygamberlerle görüşmesi, arş, sidretu’l-münteha, cennet ve cehennemi görmesi bu ayrıntılardandır. Bunları kabul ediyor ve bazılarının aksine rüyada değil de Peygamberimiz (s.a.a) uyanıkken gerçekleştiğine inanıyoruz.
3. Kısım: Kimi rivayetlerin zahirleri bazı bilgilerimizle uyuşmamaktadır. Ama bazı yönlerden bu uyuşmazlık giderilebilir. Örneğin Peygamberimizin (s.a.a) cennettekilerin nimetler içinde olduğunu, cehennemdekilerin de azarlandıklarını görmesi gibi. (Burada kıyamet gelmeden insanlar nasıl cennette ve cehennemde olabilirler sorusu akla gelebilir. Cevap olarak diyoruz ki: Onlar berzah cennet ve cehennemi olabilir veya onların kendileri değilde isim, sıfat ve temsili cisimlerini görmüş.) Böyle rivayetleri tevilleriyle kabul etmek gerekir
4. Kısım: Zahirleri sahih ve ölçülere uygun olmayan, tevilleri de çok zor olan rivayetlerdir. Örneğin Peygamber’in (s.a.a) Allah’la beraber bir tahtın üzerinde oturması gibi. Böyle rivayetlerin reddedilmesi gerekir.9
Bu alandaki onca rivayeti bu kısa yazıda aktarmak mümkün olmayacağından, bu konuda ki kitap ve makalelere bakabilirsiniz.1
6.Peygamberimizin (s.a.a) miraçtan nasıl döndüğü ve döndükten sonra neler yaptığı konusunda bazı rivayetlerde Peygamber Efendimiz ’in gökten döndükten sonra direkt olarak Mekke şehrine geldiği ve kendileri hakkında çok endişe duyan Ebu Talip’le görüştüğü nakledilmiştir.2 Sonra miraç olayını Kureyş’e haber vererek onların bu konudaki şüphe ve sorularını cevaplamıştır.
Allah Resulü’nün (s.a.a) miraçta uygun gördüğü şeyleri sonradan anlattığı konusunda rivayetler vardır. Bu rivayetlerde ‘’Götürdü beni’’ veya ‘’Yükseltti beni’’ gibi ibareler geçmiştir. Bu kelimeleri İslami ilimlerin toplandığı yazılım programlarının aramalarına yazarak çok sayıda miraç hadisine ulaşabilirsiniz.
1 İbn Manzur, Lisanu'l-Arap, c. 2 s.322
2 Hürr Amuli, Muhammed b.Hasan, Vesailu'ş-Şia, c. 5 s, 257, H6483, Müesseset-u Alu'l-Beyt, Kum, h.k 1409.
3 ''Böylece rüzgarı onun emrine verdi de Onun emriyle dilediği yöne hafif hafif eserdi.'' (Enbiya/81, Sebe/12, Sad/36)
4 ''Biz onu pek yüce bir mekana (makama) yükselttik.'' (Meryem/57)
5 ''Allah onu kendisine yükseltti...'' (Nisa/158)
6 Kuleyni, Muhammed b. Yakup, el- Kafi, c. 3 s. 250, h.26, Daru'l-Kutubi'- İslamiyye, Tahran, h.ş. 1365.
7 a.g.e, c. 8, s, 49, H.10.
8 Şeyh Sduk, Hisal, c. 2, s. 600-601, H.3, İntişarat-ı Camia-yı Muderrisin, Kum, k.k. 1403.
4 Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu'l-Envar, c. 79, s. 247, Müessesetu'l-Vefa, Beyrut, h.k 1404.
5 Ankebut, 14. ayet Hz. Nuh (a.s) hakkındadır.
6 Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 12. s, 14, Daru'l-Kurubi'l-İslamiyye, Tahran, h.ş. 1374.
7 Zariyat/20-21, Bakara/164, Al-i İmran/190 ve başka bir çok ayet.
8 Necm, 18.
9 Tabersi, Fazl b. Hasan, Mecmeu'l-Beyan, c. 6, s. 609, İntişarat'ı Nasır Hüsrev, Tahran, h.ş. 1372
1 Örneğin Tefsir-i Numune'nin 12. ve 22. ciltlerinde miraç hakkında faydalı bilgiler bulabilirsiniz.
2 Biharu'l Envar, c. 18. s, 383.