Kurân-ı Kerim’le menus ve aşina olmak, Kurân’ı kılavuz edinmek ve ona bağlılık, karanlıklardan ve fitnelerden kurtulup aydınlığa ve doğruya ulaşma nedenidir.
Çünkü yüce Allah ve velayeti, insanı cahillik, öfke, şehvet, zulüm ve sapıklık karanlığından kurtarır ve ilim, hilim, iffet, adalet ve hidayetin nuruna ulaştırır. Bu bağlamda Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır:
Allame Muhammed Hüseyin Tebatebaî bu ayeti şöyle yorumlamaktadır: “Ayette geçen “nur” kelimesi ile hak inanç kastedilmiştir; cahillik, şaşkınlık ve gönül ıstırabı da ancak onunla giderilir. Aynı zamanda salih ameller de “nur”dur; çünkü bu amellerin olgunluğu hem ayan ve hem de insanın mutluluğundaki etkisi ortadadır. Ayetin orijinalinde geçen “zulümat=karanlıklar” ise cahillik, bilgisizlik ve kötü amellerdir. Ayette kullanılan “nur ve zulümat” ifadeleri, hidayet ve dalaletten kinayedir. Bütün insanlar fıtrat nurunu taşımakta ve dinin ayrıntıları alanında ise bilgi sahibi değillerdir ve karanlıklarda bulunmaktadırlar. Dine inanan insan, kitaba ve şeriate olan imanıyla fıtratının nurunu artırabilir; dine ve kitaba inanmayan insan ise, bu küfrü nedeniyle fıtratının nurunu da kaybeder.” Yüce Allah Resulü (s.a.a) de insanları karanlıklardan kurtarıp nura ulaştırma özelliğine sahiptir. Bu alanda Kurân-ı Kerim şöyle buyurmaktadır:
Yine bu husustaki bir diğer ayet şöyle buyurmaktadır: “Ve öyle bir mâbuttur ki sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık deliller indirmededir ve şüphe yok ki Allah, sizi esirger ve size rahîmdir elbet.” [3]
Allah katından indirilen semavî kitap da insanı cahillik, öfke, şehvet ve zulüm karanlıklarından çıkarıp ilim, hilim, iffet ve adalet nuruna ulaştırma özelliğine sahiptir. Kur’an-ı Kerim konuyla ilintili olarak şöyle buyurmaktadır:
Ayetin özgün halinde kullanılan “selam” ifadesi, insanın dünya ve ahiret hayatındaki saadetini baltalayan bedbahtlık ve kötülüğün her türünden kurtulma ve esenlikte kalma anlamına gelmektedir. Evrenin yaratıcısı yüce Allah, Müslümanlara hitap ederek şöyle buyurmaktadır: İslam öncesi cahiliyet dönemini hatırlayın; Kur’an’ın olmayışından dolayı türlü türlü bela, cahillik, sıkıntı ve çekişmelere düçar olmuştunuz hani. Kur’an’ın bereketiyle o bela, cahillik ve çekişmelerden kurtulabildiniz. Öyleyse Kur’an’a sarılın ve kıymetini bilin. Semavî kitabımız Kur’an bunu şöyle buyurmaktadır:
[1] Bakara, 257
[2] İbrahim, 1
[3] Hadit, 9
[4] Mâide, 15-16
[5] Âl-i İmran, 103