Kur’an’da Örnekleme 2

Kur’an’da Örnekleme 2

Kur’an’da Örnekleme (2)

  Örnekleme, bazen insanların inatçılığını önler. Bu gerçeği şöyle örneklendirebiliriz: Bazı insanlar Hz. İsa (a.s) hakkında, “Bir insanın babasız dünyaya gelmesi nasıl mümkün olur?” demiş ve diğer bazıları da, “Hz. İsa (a.s) babasız dünyaya geldiğine göre Tanrı veya Tanrı’nın oğlu olmalıdır!” şeklinde bir değerlendirme yapmışlardı.

  Kur’an-ı Kerim ise bu tür değerlendirmeler karşısında, Hz. İsa’nın (a.s) durumunun Hz. Adem’e (a.s) benzediğini, Hz. Adem’in (a.s) hem babasız ve hem de annesiz dünyaya geldiğini ve onun Tanrı değil, ancak Allah’ın kulu olduğunu buyurmaktadır.

  Örnekleme, konunun zorluğunu ortadan kaldırarak anlaşılır olmasını sağlar. Kur’an-ı Kerim, Hz. İsa’nın (a.s) durumunu Hz. Adem’in (a.s) durumuna benzeterek şöyle buyurmaktadır:

  “Gerçekten de Allah katında İsa, Âdem'in örneğidir, onu topraktan yarattı da sonra ol dedi, oluverdi (buna göre, İsa’nın babasız olarak dünyaya gelmiş olması, onun tanrılığına kanıt olamaz.).” [1]

  Kur’an-ı Kerim, örneklemenin, uyanma vesilesi olduğunu ve hakka ulaşmak isteyen bilge insanların örnekler üzerinde düşünerek faydalanabileceklerini aşağıdaki ayetlerde şöyle buyurmaktadır:

“Meyvesini her zaman verir Rabbinin izniyle ve Allah, düşünüp ibret alsınlar diye insanlara örnekler getirir.” [2]

  “Bu Kur'ân'ı, bir dağın üstüne indirseydik elbette görürdün ki dağ, Allah korkusundan eğilip çatlamış, paramparça olmuş ve işte insanlara bu örnekleri, düşünsünler diye getirmedeyiz.” [3]

  «“Ve işte örnekler, onları insanlara gösterip durmadayız ve bilgi sâhiplerinden başkaları anlamaz onları.” [4]

  Örnekleme, bazen de bir sözün herkes tarafından anlaşılır olmasında etkili olur ve işte bu nedenle de Kur’an-ı Kerim iman ve küfr, dünya hayatı ve ahiret hayatı, kafirlerin amelleri ve müminlerin amelleri, amele dönüşmeyen ilim, şirk ve tevhit, Allah yolunda infak etme, ihlas, riyakârlık... gibi temel konular hakkında örnekler getirmiş ve genel insanların faydalanabilmesi için bu yüce aklî gerçekleri örnekler kalıbında açıklamıştır.

  Kur’an-ı Kerim, yüce Allah’tan başkasını veli ve sığınak edinenleri örümceğe ve sığınaklarını ise, örümcek yuvasına benzetmiştir. Örümcek yuvasının sağlam olmadığı, sarsılır ve her an yıkılabilir olduğu, kimseyi sıcaktan ve soğuktan koruyamayacağı, belalar ve düşmanlar karşısında muhafaza edemeyeceği gibi Allah’tan başkası da örümcek ağı gibidir ve Allah’tan başkasına sığınan kimse, örümcek ağına sığınan kimse gibidir; ne insana yarar sağlar ve ne de zararı uzaklaştırır.

Bu konuyu işleyen Kur’an-ı Kerim’in özgün ayeti şöyle buyurmaktadır:

«“Allah'tan başka dost ve yardımcı edinenler, ağ kuran örümceğe benzerler ve evlerin en çürüğü, elbette örümcek ağıdır bir bilseler.” [5]

  Kur’an-ı Kerim, putlara tapmanın yanlış, hatalı ve faydasız olduğu hakkında da şöyle bir örnek sunmuştur: Sizin köleleriniz, sizin izniniz olmaksızın kendi haklarında ve sizin mallarınızda tasarruf etme hakkına sahip değillerdir. Melekler, peygamberler, veliler, ay, güneş, taş, toprak... ve kısacası bütün evren yüce Allah’ın mahlukatıdır; Allah’ın izni olmaksızın da hiç bir şey yapamazlar ve evrende tasarruf etme hakkına sahip değillerdir. Kur’an-ı Kerim’in konuyla ilgili ayeti şöyle buyurmaktadır:

“Öyle bir mâbuttur ki her şeyi önce yaratır, sonra öldürür de tekrar diriltir ve bu, pek kolaydır ona ve onundur göklerde ve yeryüzünde yüce sıfatlar ve odur üstün, hüküm ve hikmet sahibi.

 Size, kendinize âit birşeyle örnek getirmede: Kölelerinizden, câriyelerinizden, sizi rızıklandırdığımız şeylerde size ortak olanlar var mı ve siz, o mallarda, onlarla bir olur musunuz, onları mallarınıza ortak eder de onlar da, sizin korkup titrediğiniz gibi o malların üstüne korkup titrerler mi? İşte, akıl eden topluluğa delilleri böylece tekrarlayıp açıklarız.” [6]


[1] Âl-i İmran, 59

[2] İbrahim, 25

[3] Haşr, 21

[4] Ankebut, 43

[5] Ankebut, 41

[6] Rûm, 27-28