İnsanın dünya ve ahiret saadeti ve mutluluğu elde edebilmesi hakkında uyulması gereken çeşitli ve oldukça fazla konu vardır. Kur’an’ı Kerim’de perakende ve ayrı ayrı yerlerde bu konuya yer vermiştir. Eğer onlardan bazılarını sıralayacak olursak;
İnfakta orta yollu olmak; İsra/29 «وَ لا تَجْعَلْ یَدَکَ مَغْلُولَةً إِلى عُنُقِکَ وَ لا تَبْسُطْها کُلَّ الْبَسْطِ فَتَقْعُدَ مَلُوماً مَحْسُواً»
‘’ Elini boynuna zincirlemiş gibi bağlama (cimrilik etme); büsbütün açıp yayma da; yoksa kınanır ve çaresiz olarak oturup kalırsın.’’
Sana kötülük yapan birine iyilik yapmak; Fussilet/34 «وَ لا تَسْتَوِی الْحَسَنَةُ وَ لاَ السَّیِّئَةُ ادْفَعْ بِالَّتی هِیَ أَحْسَنُ فَإِذَا الَّذی بَیْنَکَ وَ بَیْنَهُ عَداوَةٌ کَأَنَّهُ وَلِیٌّ حَمیمٌ»
‘’ İyilik ile kötülük eşit değildir. Kötülüğü en iyi yolla sav. Birde bakarsın ki, aranızda düşmanlık olan kimse sanki senin en yakın bir dostundur.’’
İşlerinde ve sıkıntılar karşısında sabır ve azim göstermek; Lokman/17 «یا بُنَیَّ أَقِمِ الصَّلاةَ وَ أْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَ انْهَ عَنِ الْمُنْکَرِ وَ اصْبِرْ عَلى ما أَصابَکَ إِنَّ ذلِکَ مِنْ عَزْمِ الْأُمُورِ»
‘’ Ey oğulcuğum! Namazı hakkıyla kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır ve başına gelenlere sabret. Kuşkusuz bunlar en sağlam davranışlardır.’’
İstiğfar etmek; Nuh/10-12 «فَقُلْتُ اسْتَغْفِرُواْ رَبَّکُمْ إِنَّهُ کاَنَ غَفَّارًا. یُرْسِلِ السَّمَاءَ عَلَیْکمُ مِّدْرَارًا. وَ یُمْدِدْکمُ بِأَمْوَالٍ وَ بَنِینَ وَ یجَعَل لَّکمُْ جَنَّاتٍ وَ یجَعَل لَّکمُْ أَنهْاراً»
‘’ Dedim ki: ‘’ Rabbinizden bağışlanma dileyin; çünkü O, çok bağışlayıcıdır. Size gökten bol bol yağmur indirsin. Sizi mallar ve oğullarla güçlendirsin. Size bahçeler lütfetsin ve size ırmaklar akıtsın.’’
Rivayetlerde de bu konuya çokça değinilmiştir. Onlardan bazılarını zikredeceğiz.
Peygamber efendimiz (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: «إِنَّ مِنْ سَعَادَةِ الْمَرْءِ الْمُسْلِمِ: أَنْ یُشْبِهَهُ وَلَدُهُ، وَ الْمَرْأَةُ الْجَمْلَاءُ ذَاتُ دِینٍ، وَ الْمَرْکَبُ الْهَنِیءُ، وَ الْمَسْکَنُ الْوَاسِع»
‘’ Müslüman’ı mutlu eden etkenler; Kendisine benzeyen bir çocuğa, mütedeyyin ve güzel bir eşe sahip olması, iyi bir bineğe ve geniş bir eve sahip olmasıdır.
Yine şöyle buyurmuştur: «أَرْبَعٌ مَنْ کُنَّ فِیهِ نَشَرَ اللَّهُ عَلَیْهِ کَنَفَهُ وَ أَدْخَلَهُ الْجَنَّةَ فِی رَحْمَتِهِ حُسْنُ خُلُقٍ یَعِیشُ بِهِ فِی النَّاسِ وَ رِفْقٌ بِالْمَکْرُوبِ وَ شَفَقَةٌ عَلَى الْوَالِدَیْنِ وَ إِحْسَانٌ إِلَى الْمَمْلُوکِ»
‘’ Şu dört sıfata sahip olan herkes Allah’ın rahmeti altında cennete girer; Güzel ahlaka sahip olup halk arasında yaşan kimse, insanlar tarafından eziyet edilen ama onlara karşı merhametli olan kimse, anne ve babasına karşı şefkatli olan kimse ve elinin altında ki kişilere iyi davranan kimse.’’