Kur'ân kelimesi Arapça bir kelimedir. "قرأ / Ga-ra-e" kökünden türemiştir. Okumak, manasındadır. Ga-ra-e'nin hemzesi <أ> gerçekte vav <و> idi ve toplamak anlamına gelen "قرو / ga-ra-ve" kelimesindendir. Zira Kur'ân okuyan kimse kelime ve harfleri bir araya toplamaktadır.
"قراٰن / Kur'ân" kelimesi, <قَرَأَ> ga-ra-e, <يَقْرَأُ> yeg-ra-u" kelimelerinin mastarıdır. "Gufran, kufran ve ruchan" kelimelerinde olduğu gibi. İki ayeti örnek olarak gösterelim:
إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْاٰنَهُ / Onu toplamak ve (sana) okumak bize düşer.
أَقِمِ الصَّلَاةَ لِدُلُوكِ الشَّمْسِ إِلَي غَسَقِ اللَّيْلِ وَقُرْاٰنَ الْفَجْرِ إِنَّ قُرْاٰنَ الْفَجْرِ كَانَ مَشْهُودًا
Güneşin sarkmasından (akşam vaktinden) gecenin kararmasına (yatsı vaktine) kadar namaz kıl ve sabahın Kur'ân'ını (okumaklığını) da (unutma). Çünkü sabah okumak görülecek şeydir.
Bazıları Kur'ân'ın isimlendirilmesi konusunda şöyle demişlerdir: "وَلٰكِنْ تَصْدِيقَ الَّذِي بَـيْنَ يَدَيْهِ وَ تَفْصِيلَ كُلِّ شَيْئٍ / Lakin o, kendisinden önceki kutsal kitapları onaylayan, her şeyi ayrıntılı biçimde anlatan…" ayetinde işaret edildiği üzere, kendinden önceki kutsal kitapları içinde topladığı için bu ismi aldığı ve dolayısıyla Kur'ân kelimesinin başka dillerden alınmış olabileceği düşünülmemelidir. Nitekim bazıları Kur'ân kelimesinin Süryaniceden tilavet manasına gelen "kuryane" kelimesinden geldiğini düşünmüşlerdir."
Evet, Sami dillerinin ortak lügatlarını görmezden gelemeyiz. Ancak bu ortak yönlerin de, her dilin kendi içinde kullandığı kelimeleri etkilediği de söylenemez.
Kullanılan her kelimenin nereden türediği noktası, her dilin o kelimeyi sahiplenmesinde öne sürdüğü bir delildir. Arapça'da eğer Kur'ân kelimesinin köklerini ve nereden türediğini bulamasaydık, Süryaniceden geldiğini düşünebilirdik. Ancak Arapça'da Kur'ân kelimesinin kökü "قَرَأَ /ga-ra-e, يَقْرَأُ / yeg-ra-u" kelimeleridir. "قراٰن / Kur'ân" kelimesi, bu kökten türemiştir.