İslam dinini diğer dinlere ve Hz. Muhammed’i (s.a.a) de diğer peygamberlere üstün kılan özellikler ve nitelikler nelerdir?
Soru:
İslam dinini diğer dinlere ve Hz. Muhammed’i (s.a.a) de diğer peygamberlere üstün kılan özellikler ve nitelikler nelerdir?
Cevap:
Kur’an’ı Kerim’de yüce peygamberimiz son peygamber olarak bildirilmiş ve O hazretin seçimiyle nübüvvet müessesesi sona ermiştir. Bunun sebebi de Allah’ın fazl ve kereminin kesilmesi ve peygambere ihtiyaç olmasına rağmen Allah Teala’nın peygamber göndermemesi değil, bilakis O yüce Peygamber’in (s.a.a) gelişiyle birlikte nübüvvete olan ihtiyacın ortadan kalkması sebebiyledir.
İslam dininin iki niteliği var. Bu iki nitelik sayesinde nübüvvete olan ihtiyaç ortadan kalkar ve başka bir nebinin gelmesine ihtiyaç kalmaz. Bu nitelikler şunlardır:
1-Bu din hakem dinidir. Yani insan için vahiy yoluyla açıklanması gereken her şeyi içermektedir.
2-İslam dini tahriften korunmuştur. Önceki dinler için gerçekleşen sorun, asıl kaynaklarının yok olması ve tahrif edilmiş olmalarıdır. Günümüzde ise bu dinlerin bir çok esasına ve temel öğretilerine ulaşmamız çok zordur. Fakat islam sahip olduğu özelliklerden dolayı asırlar boyunca tahrif olmaktan korunmuştur. Yüce Allah bize İslam’ın en büyük kaynağı olan Kur’an’ı Kerim’in korunmasını bizzat kendisi üstlenip koruma altına aldığı garantisini bildirmiştir. Peygamberin (s.a.a) kalbine nazil ettiği şekliyle de onu korudu ve günümüze kadar ulaşmasını sağladı. Kur’an-ı Kerim hayat veren bir kaynaktır. Eğer biz onun hakikatine yönelirsek tıpkı İmam Humeyni’nin irfan üstadı Ayetullah Şahabadi’nin dediği gibi, bu kitap bütün ilahi ilimleri kapsamaktadır ve en düşük derecesi ise herkesin ona rahatça ulaşabilmesidir. Herkesin rahatça ulaştığı İlahi ilimler işte budur ve bu, son dinin özelliğidir.
İslam’ın kamil din oluşuna gelinde; bu, insanın yaşamının her alanında ihtiyaç duyduğu şeyleri vahiy öncülüğünde açıklamasından dolayıdır. Aklı naklin yanında kullanma, Aklı vahyin yanında kullanma gibi alanlarda da açıklama getirip aklın önemini de ispatlamıştır. Çünkü İslam akıl ve vahiy, akıl ve din, ilim ve din, gibi ölçü ve düşünce konularından teşkil olan İslam bütününü insanlığa sunmuştur. Bu hassasiyet ve özelliğin İslam’a verdiği bu güç ile farklı alanlarda, farklı şartlarda, sosyal ve siyasal açıdan farklı yöntemleri insana göstermektedir. Bu yönlendirme sadece kişisel boyut ya da insan ile Rab arasında ki irtibat boyutu olarak kalmayıp bütün boyutlardan, özellikle de İslam’ın çok önemli bölümlerinden biri olan toplu hareket boyutunda kendini göstermektedir.
İslamın bu ayrıcalığını tüm din bilginleri şöyle itiraf etmektedir: İslam sosyal ve siyasi açıdan tüm zaman ve mekanlarda –şartlar dâhilinde-uygulanma kabiliyetine sahiptir. Elbette bu özelliğin aslı İslam’ın sunduğu kurallar ve ölçülerin insanın fıtratına uygunluk esasına dayanmasıdır. Çünkü İslam, insanın varlığı esasına bağlıdır ve bu esas tarih boyunca sabit kalacaktır. Her ne kadar toplumsal, siyasal ve kültürel değişiklikler meydana gelse de İslam’ın bütün çekiciliği kendisini korumaktadır. Yani çekicilik özelliğini hiçbir zaman kaybetmemektedir.
Hristiyan bir yazarın kongrede sunulan makalesinde bu konuyla ilgili şöyle dediğini bildiriyor: Niye biz mesihiler İslam peygamberini örnek bir şahıs olarak alıp istifade etmeyelim? Niye bütün değerli özellikleri mübarek bünyesinde bulunduran bu yüce şahıstan faydalanmayalım?
Her halükarda eğer bir insan azıcık insaf sahibi olur ve bu insafla İslam’ın hakikatini görür ve reelde İslam’ın tecellisi olan Peygamber’in (s.a.a) mübarek yaşantısına yaklaşırsa İslami değerleri ve çekicikleri onsa görecektir. Bu değerlerin bir kısmı geçmiş dinlerde mevcuttur. Zira geçmiş dinlerin bir kısmı tahrif olmuştur. Diğer bir kısmı ise olması gereken hakikat ve İslam diniyle mutabakat içindedir. Kuran’ı Kerim şöyle buyurmaktadır:
‘’Şüphesiz İslam katında din İslam’dır.’’
Gerçeklikte bütün dinlerin söyleşileri tek bir hakikat etrafındadır. Ama bu söyleşilerin en kamil şekli İslam Peygamberinde (s.a.a) tecelli etmiştir.