El-Mizan Tefsirinde Kelime Ve Kavramlar 14
El-Mizan Tefsirinde Kelime Ve Kavramlar 14
CİLT 7
DERS: "Dereste" ifadesinin kökü, "ders"tir. Bu da okuma yoluyla öğrenme ve öğretme demektir. "Dâreste" şeklindeki okuyuşta da bu anlam esastır. Ancak bir kelimede çekimden dolayı harf arttıkça, anlamın da arttığını gösterir. "Dereset" olarak gaip sıygasıyla ve müennes kalıbına uyarlandığında ise, "dürûs" kökünden geldiği kabul edilir. Bu da, izlerin silinmesi demektir. Yani bu sözler silinip gitti. Tıpkı, "Bunlar önceki kuşakların efsaneleridir." demeleri gibi. (6:105)
ADV: Ragıp İsfahanî el-Müfredat adlı eserinde der ki: "el-Advu; saldırı, tecavüz demektir. Kaynaşmanın, uzlaşmanın karşıtıdır. Bu kelimede bazen kalbî duygu esas alınır, bu durumda düşmanlık ('el-adavet ve el-muadat') anlamında kullanılır. Bazen davranış esas alınarak, koş mak ('el-adv') anlamına gelir. Bazen de muamelelerde adalet ilkesinin ihlâl edilmesi göz önünde bulundurulur ve haksızlık ('el-udvan ve el-advu') anlamında kullanılır. Yüce Allah bir ayette şöyle buyurmuştur: 'sonra onlar da bilmeyerek haksızlıkla Allah'a söverler.' Bazen de bulunulan yerin özelliği göz önünde bulundurulur ve engebeli, çıkıntılı, rahat olmayan ('el-advâ') anlamını ifade eder. 'Mekânun zu advâ'; uyumsuz, engebeli yer anlamındadır." (el-Müfredat'tan alıntı sona erdi.) (6:108)
ŞEYTAN: “Eş-şeyatin” , “şeytan” ın çoğuludur. Sözlükte “çok kötü” anlamına gelir. Ağırlıklı olarak Kur’an’ın tanımladığı İblis ve soyunun bir niteliği olarak kullanılır. (6:112)
KELİME: "Kelime"; tam veya eksik bir anlama işaret eden lafız demektir. Ancak Kur'ân'da yüce Allah'ın yargı veya vaat nitelikli olarak söylediği hak söz anlamında kullanıldığı olmuştur. Nitekim yüce Allah bir ayette şöyle buyurmuştur: "Eğer Rabbinden bir kelime (söz) geçmemiş olsaydı, arlarında hüküm verilirdi." (Yûnus, 19) Bu ayette, "kelime" ile yeryüzüne indirildikleri sırada yüce Allah'ın Âdem Peygamber'e söylediği şu söze işaret edilmektedir: "Sizin, yeryüzünde kalıp bir süre yaşamanız lâzımdır." (Bakara, 36) Bir başka ayette de şöyle buyurmuştur: "Üzerlerine Rabbinin kelimesi hak oldu." (Yûnus, 96) Buradaki "kelime" ile yüce Allah'ın başka bir ayette İblis'e yönelik olarak söylediği şu sözün içeriğine yönelik bir işaret söz konusudur: "Senden ve onlar içinde sana uyan kimselerden cehennemi dolduracağım." (Sâd, 85) Yüce Allah bir başka yerde de bu sözü şu şekilde açıklamıştır: "Rabbinin; 'Andolsun, ben cehennemi hep cinlerden ve insanlardan dolduracağım.' kelimesi (sözü) tam olarak yerine gelmiştir." (Hûd, 119) Şu ayette geçen "kelime" de aynı anlamdadır: "Rabbinin İsrailoğulları'na verdiği güzel kelime (söz), sabretmeleri yüzünden tam yerine geldi." (A'râf, 137) Burada da, yüce Allah'ın onlara yönelik olarak, kendilerini Firavun hanedanından kurtarıp yeryüzüne mirasçı kılacağına ilişkin vaadine işaret ediliyor. Nitekim şu ayette İsrailoğulları'na yönelik bu vaade işaret edilmiştir: "Biz istiyorduk ki o yerde ezilenlere lütfedelim, onları önderler yapalım, onları mirasçılar kılalım." (Kasas, 5) Kur'ân'da "kelime" lafzının, insan gibi zihin dışı bir obje anlamında kullanıldığının da önekleri vardır: "Allah seni, kendisinden bir kelime ile müjdeliyor. Adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir." (Âl-i İmrân, 45) Hz. İsa hakkında "kelime" ifadesini kullanmanın nedeni şudur: İsa Peygamber (a.s) aşamalı yaratılış sürecinin dışında olağanüstü bir şekilde yaratılmış ve onun yaratılışı var edici ilâhî kelime sonucu gerçekleşmiştir. Nitekim ulu Allah bir ayette bu hususa şöyle işaret etmiştir: "Şüphesiz Allah katında İsa'nın durumu, Âdem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona 'ol' dedi, o da oluverdi." (Âl- i İmrân, 59) (6:115)
ŞERH: Ayetin orjinalinde geçen “yeşreh” kalimesinin kökü olan “eş-şerh”, açma,yayma anlamına gelir. Ragıp İsfehani el- Müfredat adlı eserinde, bu sözcüğün aslının et ve benzeri şeyleri açma , yayma anlamına geldiğini söyler. İlim ve irfanın kabı sayılan göğsün açılması ise, göğsün, karşılaştığı tüm hak nitelikli bilgileri kavraması , kendisine iletilen hiçbir hak ifadeyi reddetmeyecek şekilde genişletilmesi anlamını ifade eder. (6:125)
TEALE: "Gel" anlamına gelen "Teale" kelimesiyle ilgili olarak şöyle denmiştir: Bu kelime, "ulüvv" (yükseklik) kökünden türemiştir. Kelime emir ifade ettiğinden ve gerçekte öyle olmasa da emir verenin genelde yüksek yerde olduğu varsayıldığından bu anlamı ifade etmek için [aslın da "yukarı çık" anlamına gelen] bu kökten böyle bir türev üretilmiştir.