Acaba bütün bilgiler Kur'an'dan mı gelir?

Acaba bütün bilgiler Kur'an'dan mı gelir?

Nahl Suresi 89. ayetinde şöyle buyurulur: (Ey Muhammed!) Her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. Sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.

Kur'an Tefsir kursunun 24. oturumu, Kum'daki seminerde profesör olan Ayetullah Abulkasım Alidust tarafından gerçekleştirildi. Bu oturumun metninin bir kısmını aşağıda okuyabilirsiniz:

Soru şu ki, tüm öğretiler ve önermeler Kur’an'da mıdır? Kur’an'da bu soru için geçerli olan ayetler vardır. Örneğin Enam suresi 38 ayeti: Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler.

Enam suresi 59. ayeti: Gaybın anahtarları yalnızca O’nun katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Allah’ın bilgisi dâhilinde, Levh-i Mahfuz’da) olmasın.

Ama "Açıklama Kitabı" ile ne kastedilmektedir? Bazıları kitabın bir doğa kitabı olduğunu öne sürdü. Bu arada bu konuya başka ayetlerde de değinilmiştir. Bu durumda doğadaki canlılar tam mükemmelliklerine ulaşacaklardır.

Isra suresi 20 ayetinde şöyle buyrulmaktadır: Rabbinin lütfundan her birine; onlara da, bunlara da veririz. Rabbinin lütfu (hiç kimseye) yasaklanmış değildir.

Ama eğer kitap Kur’an'ı kastediyorsa, o zaman şu soru akla gelir her şey Kur’an'da mı? Bazıları ayetin Kur’an'ın risaletine teveccühle hidayet etme misyonuna göre yorumlanması gerektiğini söyledi. Al-Mizan'da Allame Tabatabai, Kur’an'ın bir hidayet kitabı olduğunu ve hidayet yönünde hiçbir şey bırakmadığını söylüyor. Mesela fıkıh kitabından bahsediyorsunuz, ne isterseniz bu kitapta var. Amacınız diğer ilimleri değil fıkh ile ilgili herşeyi kastetmenizdir.

Bugünkü dersin özü beş ilkedir.

1- Bundan şüphemiz yok. Kur’an'ın zahiri güzel, içi derindir. Onun hârikaları kaybolmaz, bitmez ve karanlıklar ancak Kur’an'dan dolayı kaybolmaz.

2- Alimler ile bilgi arasında bir uyum olmadıkça bunlar tam olarak anlaşılamayacaktır. Biz alimleriz ve Kur’an bilgidir. Kur’an'ı anlamaya çalışmak için kendimizi geliştirmeliyiz. Herkes Kur’anı kendi bilgi ve kapasitesine göre anlar.

3- Kur’an üzerine düşünen ve tefekkür eden bir insan nasipsiz kalmaz.

4- İnsan bazen Kur’an'ı ele alırken takdir etmesi gereken noktalara ulaşır, ancak bazı önermelerini Kur’an'dan çıkarmakta ısrar etmemelidir.

5- Kur’an'a atfettiklerimizi savunabilmek için anlam ve tefsir ilkelerine uymalıyız.

Kaynak(iqna.ir)