Hz. Muhammed'in (s.a.a) Doğumu ve Fil Vakası

Hz. Muhammed'in (s.a.a) Doğumu ve Fil Vakası

Hz. Muhammed'in (s.a.a) Doğumu ve Fil Vakası

HZ. MUHAMMED’İN (S.A.A) DOĞUMU

Yüce Allah (c.c) tüm evrenin ve insanların yaratıcısıdır. İnsanoğlunu yarattı ve ona diğer canlılarda olmayan akıl ve düşünme gücünü verdi. Ama biliyordu ki doğru yolu bulmak için akıl kendi başına yeterli değildir ve insanın, yol göstericilere ihtiyacı vardır.

Bundan dolayı da zamanla insanların içerisine sayısı 124 bin olan Peygamberleri gönderdi.

Her toplumun bir Peygamberi olsun diye gönderilen ilk insan yani Hz. Adem’de (a.s) bir Peygamberdi.

Bu Peygamberlerden 27 tanesinin ismi (Adem, İbrahim, İsa ve Musa gibi) Kur’an-ı Kerim’de geçmektedir.

Gönderilen bu Peygamberlerin en sonuncusu bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed’dir (s.a.a).

Hz. Muhammed (s.a.a) miladi 571 yılında Mekke’de dünyaya geldi. Bu yıla “Fil Yılı”da denilmektedir çünkü bu yılda “Fil Ordusu” kıblemiz Kabe’yi yıkmak istemişti.

Hz. Muhammed (s.a.a) dünyaya gelmeden altı ay önce babası Abdullah’ı kaybetti.

Altı yaşında iken ise annesi Amine’yi kaybetmiştir. Hz. Muhammed’e (s.a.a) dedesi Abdulmuttalib bakmıştır.

17 Rebiulevvel 571  yılında Hz. Muhammed (s.a.a) dünyaya geldiğinde Peygamber efendimizin gelişini dünyaya duyuran ilginç ve beklenmedik olaylar yaşandı. Bu olaylardan kaç tanesi şunlardır:

Hicazdan bir nur yükseldi ve gökyüzünü doğudan batıya aydınlattı.

Şeytan’ın (İblis) yedi göye çıkması yasaklandı.

Tapınaklardaki putlar yüzüstü yere çakıldılar.

Kesra sarayının 14 sütunu yıkıldı.

Save gölünün suyu kurudu.

Semave çölünde su ortaya çıktı.

Bin yıldır yanan Fars ateşi söndü.

FİL ORDUSU

Tüm Müslümanların ortak kıblesi Arabistan’ın Mekke şehrinde bulunan Kabe’dir. Kabe ilk olarak Allah’ın emriyle Hz. Adem (a.s) tarafından yapılmıştır. Hz. Adem’in (a.s) yapmış olduğu bu bina Hz. Nuh (a.s) tufanında yıkılmıştır. Bu yıkılan bina Allah’ın emriyle Hz. İbrahim (a.s) ve oğlu Hz. İsmail (a.s) tarafından tekrar yapılmıştır.

İslam dini gelmeden önce de tüm insanlık o mekânı mukaddes bildiklerinden dolayı hep ziyaret etmekte ve hac ibadetini yerine getirmekteydiler. Bu ibadet yerine getirildiğinde doğal olarak Mekke halkı için maddi bir kazanç oluşmaktaydı.

Bu durumu Peygamber (s.a.a) efendimizin dünyaya geldiği yılda Habeşistan krallığına bağlı Yemen’in valisi Ebrehe çok kıskandı. Neden tüm insanlar Mekke’ye gitmekteler? Kendisi San’a’da elmas, altın ve mücevherlerle süslenmiş çok güzel bir tapınak yaptırdı ve insanların Kâbe yerine o binayı ziyaret etmelerini istedi. Bu tapınağa “Kuleys” ismini koymuştu.

Ama ne kadar uğraştıysa insanlar yine Kabe’yi ziyarete gittiler. Ebrehe'nin haccı engelleme niyeti Yemen'li Arapları öfkelendirdi. Rivayete göre Nukayl isminde bir yerli, Kuleys’e girerek kimsenin olmadığı bir zamanda içeriyi harabeye çevirdi, kirletti ve kayıplara karıştı. Ebrehe ağır bir hakarete uğramıştı.

Olayın üzerine bir de kilisenin yanması eklenince vali intikam almaya karar verdi.

Buna kızan Eberehe, Kâbe’yi yıkmak ve enkazı fillerle Yemen'e taşımak için 19 Fil ve altmış bin Habeşliden oluşan ordusu ile harekete geçti.

 Mekke’ye varıncaya kadar fil ordusu önüne gelen köyleri yağmalayarak ezip geçti.

Mekke’ye vardıklarında Peygamberimizin dedesi Abdulmuttalib herkesin şehri terk etmesini ve dağlara çıkmasını istedi. Kendisi de Ebrehe’nin yanına geldi.

Ebrehe, Mekke’nin ileri gelen en yüce şahsiyetini görünce ondan ne istediğini sordu. Abdulmuttalib ise şöyle dedi: “Ordun benim deve sürümü de çalmış onları verebilir misiniz?” Ebrehe bu söze şaşırdı ve dedi: “Ben senin, halkın ve Kabe’nin kurtulması için yalvaracağını düşünmüştüm ama sen sadece kendi develerini istiyorsun.” Abdulmuttalib o tarihi sözünü dedi: “Ben develerimin sahibiyim ve Kabe’nin de bir sahibi var. O kendi ne yapacağını bilir.”

Abdulmuttalib develerini alıp gittikten sonra Ebrehe saldırı emrini verdi. O sırada gökyüzünde kara bulutlar belirmeye başladı. Ama yaklaştığında bu kara bulutun milyonlarca Ebabil kuşu olduğu belli oldu. Bu kuşlar gaga ve pençelerinde getirmiş oldukları ateşten taşları Ebrehe’nin fil ordusunun üzerine attılar. Taşlar kimin üzerine düştüyse onu anında helak etti. Bu şekilde Kabe’nin sahibi olan yüce Allah evini korumuş ve fil ordusunu yok etmiş oldu.

Kalanlar Ebrehe de içlerinde olduğu halde perişan bir vaziyette Yemen'e doğru kaçtılar.”

Anlatılan derslerden şunlara benzer birçok ders alabiliriz:

Her şey yüce Allah’ın elindedir ve dilerse yetim büyümüş bir çocuğu tüm aleme Peygamber yapabilir.

Allah katında maneviyat ve takva önemlidir. Allah gösterişe hiç değer vermemektedir. Sade bir bina olan Kâbe, mücevherlerle donatılmış Ebrehe’nin tapınağından daha üstündür.

Allah Kâbe’sini düşmanlardan koruma gücüne sahiptir.