Regaib Gecesi Ne Demektir?

Regaib Gecesi Ne Demektir?

Recep Ayının ilk Cuma gecesine 'Regâib Gecesi' (Regâib Kandili) denir.

Ehlader Araştırma Bölümü

 

 

Regaib, Arapça bir kelimedir ve "re-ğa-be" kökünden türemektedir. "re-ğa-be", kelime olarak, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir. "Reğaîb" kelimesi ise, "reğabe"den türemiş olan bir isimdir ve kendisine rağbet edilen, arzulanan, taleb edilen şey demektir. Müennesi, "reğîbe"dir. "Reğîbe"nin çoğulu da "reğaib" dir. Kelime olarak "Regaib"in aslı budur.

Recep Ayının ilk Cuma gecesine 'Regâib Gecesi' (Regâib Kandili) denir. Merhum Seyyid ibn-i Tâvûs'un "el-İkbal" kitabında ve Merhum Allâme Meclisi'nin "İcazet-ü Ben-î Zühre"de rivayet ettikleri gibi, bu geceyle ilgili olarak Resul-i Ekrem'den (s.a.a) çok faziletli bir amel nakledilmiştir. Bu amelin faziletlerinin en önemlisi, birçok günahın bağışlanmasıdır.

Kim bu namazı kılarsa, mezara koyulacağı ilk gece, Allah-u Teâlâ bu namazın sevabını, açık ve güzel bir yüz ve fasih bir dille onun yanına gönderir. Oraya vardığında, o adama hitaben şöyle der:

"Müjdeler olsun sana ey dostum, her zorluktan kurtuldun artık." Adam: "Kimsin sen?" der; "Senin yüzünden daha güzel bir yüz görmedim ve senin sözünden daha tatlı bir söz duymadım; senin kokundan daha hoş bir koku, koklamadım." cevabında: "Ey dostum!" der, "Ben senin falan gece, falan şehirde, falan yılda kıldığın namazın sevabıyım. İşte bu gece, hakkını eda etmeye, seni yalnızlıktan kurtarmaya, korkunu gidermeye geldim. Sur'a üflendiği zaman ise mahşerde üzerine gölge düşüreceğim. Artık sevin ve bil ki, hayrı kaybetmezsin hiçbir zaman."

Bu Amelin Yapılış Şekli Şöyledir

Receb Ayının ilk Perşembesini oruç tutar; akşam ise akşam ve yatsı namazı arasında iki rekât şeklinde on iki rekât namaz kılınır ve her rekâtta Fatiha Suresi'ni bir defa, Kadir Suresi'ni üç defa, İhlâs Suresi'ni on iki defa okunur. Namazı bitirdikten sonra ise yetmiş defa şu zikri söyler:

"Allahumme salli elâ Muhammedin, en-nebiyyi'l Ümmiyyi ve elâ Âlihi"

(Allah'ım! Ümmî peygamber Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet et.)

 


Sonra da secdeye giderek yetmiş defa şu zikri söyler:

"Subbûhun, Kuddûsun, Rabbu'l melâiketi ve'r-Ruh"

(Melekler ve Ruh'un Rabbi Allah, mukaddes ve bütün noksanlıklardan münezzehtir.)


Secdeden kalktıktan sonra da yetmiş defa şöyle zikreder:

"Rabbiğfir verhem ve tecâvez emmâ te'lem, inneke entel aliyyu'l e'zam."

(Allah'ım! Bağışla, merhamet et; hakkımızda bildiğin kötülüklerimizden geç; doğrusu en yüce ve ulu ancak sensin.)


Sonra bir daha secdeye giderek yine yetmiş defa şöyle söyler:


"Subbûhun, Kuddûsun, Rabbu'l melâiketi ve'r-Ruh"


(Melekler ve Ruh'un Rabbi Allah, mukaddes ve bütün noksanlıklardan münezzehtir.)


Sonra da hacetlerini ister; inşallah icabet olur.

Bu ayda özel bir fazilet ve sevabı olan amellerden birisi de, umre yapmaktır. Bir rivayette, "Sevabı, haccın sevabının ardından gelir" şeklinde geçmektedir.

Bir rivayette ise şöyle geçer:

İmam Zeynülabidin (a.s) bir Recep Ayında umreye gitmişti. İmam (a.s) Kâbe'nin yanında namaz kılar ve gece gündüz secde ederek şu zikri okurdu secdesinde:

"Azume'z zenbu min abdik fe'l yehsuni'l afvu min indik"

(Kulunun günah büyüdü; o hâlde senin bağışlaman güzel olsun.)

Yine bu ayda yapılmasının büyük meziyeti ve özel bir yeri olan ve Ehl-i Beyt imamları tarafından tavsiye edilen amellerden birisi de İmam Rıza'nın (a.s) Meşhed'deki türbesini ziyaret etmektir.