Kurban Bayramı

Kurban Bayramı

Bu bayram tüm bağlardan kurtulmak,yani Allah ile bağı olmayan her şeyden kurtulmaktır.

Kuşkusuz İslam’ın hayat veren ahkamının ötesinde bir çok sır ve eğitici nokta yatmaktadır.

Hac ibadeti de her biri kendine özgü sırrı olan bir takım programlardan, merasim ve etkinliklerden oluşur. Hac ibadetinde yer alan amellerden biri kurban bayramında kurban kesmektir. Kurban kesme felsefesi hakkında bir çok şey söylenmiştir. Örneğin kurban kesmenin bir amacı insanları maddi imkanlarını Allah yolunda infak etmelerini sınamaktır.

Kurban kesme sünnetinde insan aslında hırsının boğazını kesmek ve malının küçük bir bölümünü kendisinden koparmak suretiyle tamamen gönül rızasıyla ve her türlü cimrilik ve dar görüşlülükten uzak bir şekilde Hak Teâlâ yolunda sunuyor. Kuşkusuz hac suresinin 37. Ayetinde de vurgulandığı üzere yüce Allah kurban kesilen hayvanın ne etinden ne kanından yararlanır.

Burada ancak sizin takvanız ve Allah’a itaat ettiğiniz ispat edilmiş olur. Gerçekte bu takva da insanın gelişmesine ve yücelmesine yardımcı olur. İmam Ali –s– bu amelin değerini beyan etmek için şöyle buyurur: Eğer insanlar kurban bayramında kurban kesmenin ne denli mükafatı olduğunu bilseydi, borç alır kurban keserdi, çünkü akan ilk damla kanla beraber kurban kesen kimsenin günahları affedilir.

Kurban bayramı Arafat’ta marifet edinmek, Maş’erul Haram’da şuura kavuşmak ve Mina vadisinde arzuların zuhur etmesinin ardından gelir. Bu bayram tüm bağlardan kurtulma bayramıdır. Yani Allah ile bağı olmayan her şeyden kurtulmaktır. Bu günde hac ibadetini yerine getiren Müslümanlar içindeki İsmail’i, yani dünyevi bütün bağları kurban kesiyor ve böylece hafifleyerek ilahi kata yaklaşmaya çalışıyor. Gerçekte insan o sırada içinde hangi dünyevi etken onu Allah’tan uzaklaştırdığına bakmalıdır. Kulluk yolu olan bu yolda bir çok tehlike, sapmalar ve sınavlar söz konusudur.

Bu ilahi sınavda kurban, İsmail’dir. İsmail bir ömür umut ve arzu ve hicranın ardından Halil İbrahim’e sunulan hediyedir. Allah Teâlâ bu evladı İbrahim yaşlandığı yıllarda müjdelemişti. Saffat suresinin 100 ila 102 ayetlerinde şöyle okumaktayız: O : "Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver", dedi. İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik.

Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi. Gerçi şeytan bir çok kez vesveseleri ve hileleriyle Hz. İbrahim’i ilahi emri yerine getirmekten vaz geçirmeye çalıştı, ancak Hz. İbrahim kararını vermişti ve büyük bir azim ve iradeyle oğlu İsmail’i aldı ve kurban kesilen mekana doğru yola koyuldu.

Orada da İsmail kurban kesilen yere uzandı ve babası İbrahim’in onu kurban olarak kesmesini bekledi. Hz. İbrahim keskin bıçağıyla İsmail’in boğazını kesmeye çalıştı, ancak her ne kadar uğraştıysa fayda etmedi, çünkü bıçak yüce Allah’ın iradesiyle İsmail’in boğazını kesmedi. Hz. İbrahim bu duruma çok şaşırmıştı.

Hz. İbrahim bu zorlu sınavda sırf Allah rızasını kazanmak için bir ömür arzu ettiği oğlundan vaz geçmişti, ancak bu ilahi sınavı da başarılı bir şekilde geride bıraktı. Hz. İbrahim asla şeytana kanmadı ve tüm sermayesini Allah teala yolunda ortaya koydu ve tevhidin en yüce mertebelerine erdi. İşte o sırada Hak teala katından nida geldi: İbrahim'e selam! dedik.

Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Kurban bayramı aslında Hz. İbrahim ve oğlu İsmail’i, yani tevhidin iki büyük kahramanını ve ilahi emirlere teslimiyetin nasıl olması gerektiğini insanlara öğretiyor. Kurban bayramı iman eden insanın sadece sözde ve dilde değil, tüm varlığı ile Allah’ın yegane oluşunu ve peygamberinin risaletini takdik etmesi ve Hak ve hakikate teslim olması gerektiğini öğretiyor.

Bu yüzden Hac ibadeti sırasında hacı adayları sürekli Lebbeyk Allahümme Lebbeyk diyerek Hak Teâlâ’ya karşı teslim olduğunu ve kulluk ettiğini ilan ediyor. Hacı adayı Hz. İbrahim’le bir oluyor ve onunla birlikte Hak teala katına kulluğunu ilan ediyor: De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir. Kurban kesmenin kendine göre adabı ve hükümleri vardır.

Kurban hükümlerine göre kurban kesmek isteyen kimse müslüman olmalı ve bu ameli Allah’ın adını anarak başlamalıdır. Kesilen kurban, kıbleye doğru baktırılmalıdır. Tüm bu anlamlı ve simgesel amellerin bir hedefi vardır ve o da Allah’a kulluktur. Kurbanı kıbleye baktırarak kesmek bize, tekamül ve Hak teala katına yaklaşmak için her şeyden önce kıblenin yönünü bulmamız gerektiğini öğretir.

Yani Allah’a kulluk etmek için öncelikle O’na yönelmeli ve sadece bu yönde ilerlemeli ve başka kıblelerden ve yönlerden uzak durmalıyız. Bunlar güç, iktidar, şöhret, heva ve heves gibi kıblelerdir. Bunlardan kurtulmalıyız. Kurbanı kesen kimsenin de müslüman olması gerekir. Müslüman, teslimiyet merhalesine ulaşan kimsedir. Hz. İbrahim gibi en değerli varlığı İsmail’i kurban keser gibi kurban kesmeliyiz.

Eğer teslimiyet merhalesine ulaşmadıysak, kurban kesmenin bir faydası yoktur, çünkü bu kurban da Habil ve Kabil’in Allah’a sundukları kurbanın öyküsü gibi olur. Bu iki kardeş Hak Teâlâ’ya kurbanlar sundu, ancak Habil bunu Hakka teslim olup yaptı ve bu yüzden kabul edildi, ancak Kabil’in kurbanı ve hediyesi reddedildi.

Gerçekte Habil mal varlığından en değerli şeyi kurban olarak seçti, Allah da onun kurbanını kabul etti. Kurban bayramı bir nevi Hz. İbrahim ve oğlu İsmail’in fedakarlık hamasetini yeniden anma ve saygı gösterme etkinliğidir. Tüm insanlar, tüm çağlarda bu iki büyük tevhid öğretmeninin dersini dinlemeli ve onlardan Allah’ı hoşnut etme ve tevhitte yücelme yolunu öğrenmelidir.

Çünkü gerçekte nefsani hevesler ve bağlar ve iç düşmanla mücadele etmek, açıkta duran aşikar düşmanla savaşmaktan daha zordur. Bu cihadda asi nefis firavununu kurban kesmek gerekir. İsrailoğulları macerasında bu kavim isyan ettiğinde ilahi emir onlara kendini öldürün diye buyurdu. Bazı Kur'an'ı Kerim müfessirleri bu öldürmeyi nefsin öldürülmesi şeklinde tefsir ediyor.

Yani kurban kesmek irfani açıdan nefsani hevesleri terk etmek ve ilahi rızayı kazanmaya yönelmektir. Kurban bayramında yerine getirilen amellerden biri de başkalarını doyurmaktır. Bu amel de nefsin ıslahı yolunda yerine getirilen bir ameldir. Hacı adayı büyük bir şevkle ve hiç bir cimrilik söz konusu olmaksızın arkadaşına bir hediye sunduğunda bir kez daha nefsani heveslerini dizginlemiş oluyor.

Hacı adayı böylece temennilerini kontrol altına alarak kendisine ve topluma zarar verecek nefsin vesveselerinden korunmuş oluyor. Evet, bugün kurban bayramı, Allah teala katına yakınlaşma günü. Gelin bu büyük bayramda gönüllerimizi Allah’a teslim edelim ve O’nun yolunda kulluğumuzu gösterelim ve böylece ilahi rahmet ve hidayetten yararlanalım. Değerli dostlar, bir kez daha kurban bayramınızı, teslimiyet ve kulluk bayramınızı kutluyor ve söze İmam Seccad’ın –s– kurban bayramı duasıyla noktalıyoruz.

Ey yüce Rabbim böyle bir günde senden hidayet talep ediyorum. O zaman Muhammed’e ve hanedanına selam gönder ve beni hidayete erdir. Senden rahmet istiyorum. O zaman Muhammed’e ve hanedanına selam gönder ve bana rahmetini göster. Senden rızık istiyorum. O zaman Muhammed’e ve hanedanına selam gönder ve benim rızkımı merhamet et. Ey yüce Rabbim, ey Mihriban, ey nimetleri sunan, ey celal ve ikram sahibi, Muhammed’e ve hanedanına selam gönder ve senden talep ettiklerimi ve onlar için sana yöneldiğim tüm dualarımı icabet et. Ey mihribanların en mihribanı.