Kur’anların Müze Hazinelerinde ve Kalp Rafında Yeri

Kur’anların Müze Hazinelerinde ve Kalp Rafında Yeri

Güzelleştirmek ve yüceltmek son zamanlarda daha çok gündeme gelen bir konu haline gelmiş ve yaşamın tüm boyutlarını kendi etkisi altına almış durumda. Elbette bunun karşısında değerli rehberlik makamının da önemsemiş olduğu İslami yaşam tarzı da ön plandadır. Ancak bu konuyu maalesef ki paylaşılan Kur’an ve altın süslemeli Mushaflar bölümünde daha fazla görmekteyiz. Bu durum ilk bakışta herkesin beğenisini alıyor ancak şu soruyu da kendisiyle birlikte getiriyor. Acaba altın ya da gümüşten, en küçük ya da en büyük Kur’an’ın nasıl bir faydası ve kullanım alanı vardır?

Kur’an Cebrail tarafından sevgi ve şefkat peygamberine beşeriyet hayatını kurtarmak için nazil olmadı mı? Kaç yüz milyonluk belki de daha fazla Kur’anların nefis kelimesi ile sunulduğunu görüyoruz. Kur’an’ı nefis ve altın işlemeli olarak sunan kişiler, kesinlikle Kur’an’ın sanatsal yönüne dikkat eden kişilerdir. Ancak Kur ’ani sanatın şekillenme felsefesi Kur’an’ın yüce makamını daha fazla göstermektir, onun müzelere ve hazinelere hapsedilmesi değildir; çünkü sanat kutsal ruhunu Kur’an’dan almıştır.

Peygamber efendimiz (s.a.a.) Kur’an ile ilgili şöyle buyuruyor; ‘’ Her şeyin bir süsü vardır, Kur’an’ın süsü ise onu güzel sesle okumaktır.’’ Ve ya ‘’ الخط الحسن یزید‌الحق وضحاً– Güzel yazı Hakk’ın nurunu arttırır.’’  Bu değerli hadislerden Kur’anların bağışlanarak okunmaması değil Kur’an’ın daha fazla okunması gerektiğini anlıyoruz. Çünkü hiç kimse gözünü yorarak farklı bir Kur’an’dan okumak için en küçük Kur’an’ı okumaz aynı şekilde en büyük hatla yazılmış Kur’an’ın okunması mümkün değildir. Hatta onca masraf yapılmış altın işlemeli Kur’an bile kesinlikle okunmak için değildir aksine müzelerde, kitaplıklarda ve hazinelerde saklanmalıdır.

Bir süre önce, bir Kur’an hattatı tarafından altın madeninden yapılmış bir Kur’an albümü oluşturuldu. Bu Kur’an’ın yazılması iki yıldan fazla sürdü. Bu eser 54 sayfa ve 30-20 cm den oluşmakta ve pirinç özünden yapılmış lapa ile levhaları birbirine yapıştırılmış.

Bu Mushaf nüsha hattıyla yazılmış ve ağırlığı 30 kilogramdan daha fazladır. Albüm oluşunun kendine has özellikleri göz önünde tutularak 8 metre uzunluğu vardır ve her şekille düzenleme kabiliyetine sahip bu Kur’an gravür ve hat sanatı kullanılarak yapılmıştır.

Bu Kur’an’ın Hz. Ali (a.s.)’ın mukaddes türbesine hediye edilmesi tüm Müslümanları mutlu ediyor. Çünkü bu sanatçı en pahalı madeni kullanarak, değerli bir eser ortaya koydu. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki Kur’an’ın yüce hedefi de yayılmalıdır.

Belki bu sanatçının hedefi Kur’an’a saygısızlık yapan kişilere, belki de bundan yıllar önce Kur’an’ı yakma girişimiyle Kur’an’ı küçük düşmeye çalışan keşişe karşı bir duruştur. Bu iğrenç girişim her Müslüman ve bilinçli insanın kalbini acıtıyor. Ancak dakik bir bakışla anlamamız gereken, Kur’an ile bağımızı daha da güçlendirmek ve arttırmaktır.

Kur’an dolaplar ve hazinelere hapsedilmemeli, Kur’an dillere, zihinlere, düşüncelere, davranışlara yansımalı, dekor ve milyonlara dönüşmemeli. Bu sebeple, Kur’an yüceltmeye karşı çıkmak için gelmiştir, bu işi desteklemek için değil. Nefis Kur’anlar, Kur’an’ın yalnızca bir yönüne dikkat çekiyor, o da sanat yönü.

Sümeyye Kurbani

Tercüme: Kuranneslider