Kur’an, Yaşam Programı mıdır Yoksa Yaşam Formaliteleri İçin Bir Araç mıdır?

Kur’an, Yaşam Programı mıdır Yoksa Yaşam Formaliteleri İçin Bir Araç mıdır?

Aşağıdaki birkaç mukaddime üzerinde düşündükten sonra Kur’an’da beşerin hayat programı içeriğinin gerçek manasını bulabiliriz.

1.İnsan kendi yaşamında, saadet, mutluluk, başarıdan başka bir şeyi hedeflemez. ( Saadet ve mutluluk bir yaşam şeklidir, insan bu tür arzularına ulaşırsa ona bağlanır. Örneğin: özgürlük, refah, yüksek kazanç)
Aynı şekilde bazı insanların intihar ederek yaşamlarına son verdiklerini ya da yaşamın güzelliklerinden uzaklaşarak saadet ve mutluluktan yüz çevirdiklerini görüyoruz. Eğer böyle kişilerin ruhsal yapılarını dikkatlice incelersek bazı özel faktörler sayesinde yaşamın mutluluğunu peşinden koştuğu şeylerde aradığını görürüz. Örneğin intihar eden bir kişi kendi rahatlık sınırlarına yapılan bir saldırı sonucunda huzuru kendini öldürmekte görür. Yine dünyadan elini eteğini çekmiş sadece riyazetle meşgul olan bir zahit, maddi lezzetlerden faydalanmayı kendine haram bilir ve saadeti kendi izlediği yolda görür.

İnsan kendi hayatında bir hedef sahibidir (yaşam saadeti) ve hayatı boyunca bu hedefe ulaşma yolunda çalışır ve çaba sarf eder. Ancak bu çalışmalar programlı olunmaz ise hiç fayda vermeyecektir. Bu programı da fıtrat ve yaratılış kitabı olan, diğer bir tabir ile ilahi öğretilerden almamız gerekir.

Öyleyse, insan hayatında saadet ve başarıyı elde etmesi için bu yolda devamlı çalışmalıdır.

2. İnsan hayatının çalışmaları hiçbir zaman programsız ve hedefsiz olmaz ve doğru yollardan hedefine ulaşmak, çalışma programının belirlenen kurallarına uymaktan kesinlikle bağımsız değildir.
Kur’an’ı Kerim de bahsettiğimiz konuyu onaylıyor ve şöyle buyuruyor:
                                                            « وَلِكُلٍّ وِجْهَةٌ هُوَ مُوَلّ۪يهَا فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِۜ»

 ‘’Herkesin yöneldiği bir yön (hedef) vardır. Allah o yöne yöneltir.O halde iyiliklerde yarışın.’’  (Bakara 148)

İnsan kendi hayatında bir hedef sahibidir (yaşam saadeti) ve hayatı boyunca bu hedefe ulaşma yolunda çalışır ve çaba sarf eder. Ancak bu çalışmalar programlı olunmaz ise hiç fayda vermeyecektir. Bu programı da fıtrat ve yaratılış kitabı olan, diğer bir tabir ile ilahi öğretilerden almamız gerekir.

Kur’an, Yaşam Programımıdır Yoksa Yaşam Formaliteleri İçin Bir Araç mıdır?

Maalesef Müslümanların çoğu Kur’an’ın kıymetini bilmiyorlar ve onun yüce mefhumlarından istifade etmiyorlar. Kur’an’ın emirlerine ve mefhumlarına uyulması çokça tavsiye edilir. Ancak Müslümanların yaşam formaliteleri için bir araç olduğu anlamına gelmez. Kur’an’ı sadece ölenlerin mezarı başında okumak, hayata başlarken bereketi açısından Kur’an’ı nikâh masasında bulundurmak, uzun yolculuğa çıkarken kaza ve beladan korunmak amaçlı Kur’an’ı öpüp altından geçirtilerek uğurlanmak, kazasız belasız araç kullanmak için araçta Kur’an bulundurmak vb. maalesef bizim Kur’an’dan istifade etmemiz yalnızca bunlarla sınırlı kalmış.

Madem Kur’an yaşam programıdır öyleyse onun emirlerine amel etmek beşerin saadet vesilesidir ve buhranlar ve zorluklar Kur’an’a başvurmak ile son bulabilir.
Resulullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: Kur’an yoldan çıkmışlara yol gösteren rehber, tüm körlere göz, ayağı kaymışların af sebebidir.Tüm karanlıklara ışıktır, yeniliklere ışındır, felaketleri durduran, yol gösteren her fitneyi ve yanlışı açığa çıkaran ve açıklayandır, insanı çirkin dünyadan saadet âlemine götürendir, dininizin kemâli ondadır ve cehenneme yönelenin dışında hiç kimse Kur’an’dan yüz çevirmez. (Usul-i Kâfi c.2. s.601)

İnsanlığın Sorunlarına Temel Çözüm

Kur’an’ın bilgisine ek olarak, Kur’an’ın sıkıca tutunun buyurduğu yola tutunmalıyız ve Kur’an’a tutunmak, bizi Allah Teâlâ’nın emirlerinden başka hiçbir şeye götürmez.

Kur’an’ı Kerim kendi için, mucize ve herkes için bir derman olarak hitap ediyor ve bir yerde şöyle buyuruyor: ‘’Kur’an’ı bir nasihat olarak kabul edin, bu nasihat vahiydir ve Allah tarafındandır ve bilin ki, bu mucize, insanlığın yüreğindeki dertlerin ilahi dermanıdır.’’

Karanlık ihtilaflarda Kur’an’a tutunun, Kur’an sizin için arabulucudur… Her kim Kur’an’ı önüne alırsa, Kur’an onu cennete götüren bir rehberdir, ama herkim de Kur’an’ı geriye atarsa, onu ateşe doğru sevk eder. Kur’an en iyi yola kılavuzluk eder.

Kur’an’ı Kerim diğer bir yerde buyurmuş ki, fitneden kurtuluş için bu ilahi kitaba yönelin. Aynı şekilde Resulullah (s.a.a.) de iki kalıcı emanet olan, kitap ve sünnetini bizlere bırakarak Kur’an’ın önemi bizlere hatırlatmıştır.

Çeşitli rivayetlerde, Kur’an’ın kendi peşimizden getirebileceğimiz bir şey değil rehber ve önder olduğu söylenmiştir. Son Peygamber (s.a.a.) bu hususta şöyle buyurmuş:
«مَنْ جَعَلَهُ أَمامَهُ قادَهُ إِلیَ الجَنَّةِ وَ مَنْ جَعَلَهُ خَلْفَهُ ساقَهُ اِلیَ النَّارِ، وَ هُوَ الدَّلیلُ یَدُلُّ عَلی خَیرِ سَبیلٍ...»
 ‘’Karanlık ihtilaflarda Kur’an’a tutunun, Kur’an sizin için arabulucudur… Her kim Kur’an’ı önüne alırsa, Kur’an onu cennete götüren bir rehberdir, ama herkim de Kur’an’ı geriye atarsa, onu ateşe doğru sevk eder. Kur’an en iyi yola kılavuzluk eder.’’ (Kâfi c.2 s.99)

Tek bir sözle şunu söyleyebiliriz ki Kur’an insanlığın sorunlarına temel çözümdür.
 

Seyyid Muhammed Hüseyin Tabatabai/ İslam’da Kur’an, sayfa 3-11