Kuranî Misaller ve Hikmetler 22

Kuranî Misaller ve Hikmetler 22

İnsanların iyi davranış ve ahlakı, Kur'an'ı Kerim’in de üzerinde durduğu önemli talim ve terbiye konularından biridir. İnsanoğlu bir çok olumlu olumsuz sıfat ve güdülere sahip olduğundan Kur'an'ı Kerim onu kemale doğru hidayete erdirmek amacıyla iyi ve çirkin sıfatları tanıtmış ve insanlardan iyi sıfatlara bürünmeye ve onları sapkınlığa ve günah ve çirkinliklere yöneltecek her şeyden sakınmalarını emretmiştir.

Riya, İslam dininde tenkit edilen menfi sıfatlardan biridir ve insanın davranışlarında ve ahlakında kendini gösterir. Bugünkü sohbetimizde Kur'an'ı Kerim’in riya ile ilgili bir misali ile tanışacağız. Bu misal riyakarlığın yüce Allah katında en itibarsız amel olduğunu ortaya koymaktadır. Yüce Allah Bakara suresinin 266. Ayetinde şöyle buyurur:

أَیَوَدُّ أَحَدُکُمْ أَن تَکُونَ لَهُ جَنَّةٌ مِّن نَّخِیلٍ وَ أَعْنَابٍ تَجْرِ‌ی مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ‌ لَهُ فِیهَا مِن کُلِّ الثَّمَرَ‌اتِ وَ أَصَابَهُ الْکِبَرُ‌ وَ لَهُ ذُرِّ‌یَّةٌ ضُعَفَاءُ فَأَصَابَهَا إِعْصَارٌ‌ فِیهِ نَارٌ‌ فَاحْتَرَ‌قَتْ ۗ کَذَٰلِکَ یُبَیِّنُ اللَّهُ لَکُمُ الْآیَاتِ لَعَلَّکُمْ تَتَفَکَّرُ‌ونَ

Sizden biriniz arzu eder mi ki, hurma ve üzüm ağaçlarıyla dolu, arasından sular akan ve kendisi için orada her çeşit meyveden (bir miktar) bulunan bir bahçesi olsun da, bakıma muhtaç çoluk çocuğu varken kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, bahçeye de içinde ateş bulunan bir kasırga isabet ederek yakıp kül etsin! (Elbette bunu kimse arzu etmez.) İşte düşünüp anlayasınız diye Allah size ayetleri açıklar.

Bu ayet Bakara suresinin 264. ayetinde “Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın.” Şeklinde buyurduğuna bakıldığında yüce Allah’ın iman eden insanlardan sadakalarını minnet ve eziyetle boşa çıkarmamalarını ve ahiretlerini gösteriş ve ikiyüzlülükle heba etmemelerini buyurduğu anlaşılır.

Dolaysıyla aynı surenin 266. ayetinde riyakarlıkla infakta bulunanların amelini fırtına ve ateş sonucu yana bir bahçeye benzetilmiştir. Yani böylece riyakar insanın ameli sonuçsuz kalır ve riya yaptığı için ameli heba olur. Riya veya ikiyüzlülük ahlak ilminde, iyi ve seçkin amellerde bulunma gösterişi ile insanların kalbinde ve gözünde mevki ve saygı kazanmaya çalışma şeklinde tanımlanır. Riyakar insan gösteriş ve riya ile insanların gözüne girmeye ve ilgi odağına yerleşmeye çalışır. Kur'an'ı Kerim ayetlerinden ve masum imamlardan kalan rivayetlerde bu hastalıktan korkunç bir hastalık ve sonu şirke varan bir amel şeklinde söz edilmiştir. Riya inanı kibirli ve bencil yapar ve eğer bir toplumda yaygınlaşırsa, bir kavim veya bir milletin helak olmasına vesile olur. Riyakarlığa alışan insanın sosyal yaşamı muhtevasını kaybeder ve sırf bir takım gösterişlerle sınırlanır.

Kur'an'ı Kerim’in seçkin müfessiri Ayetullah Nasır Mekarim Şirazi riya ve riyakârlık hakkında şöyle der: Allah için bir ameli yerine getiren insan o amelin temelini güçlendirir ve tüm çabası insanların bu amelden daha fazla nasiplenmesine yöneliktir, ancak gösteriş ve riya çerçevesinde bir ameli yerine getiren insan o amelin sadece dış görünüşüne ve ilgi çekici olmasına yönelir ve o amelin derinliğini ve özünü ve temelini ve muhtaç insanların ondan yararlanmasını asla gözetlemez.

Kuşkusuz bu tür bir insanın ve toplumun konu çok acı olur. Bir bahçıvanın büyük emek sarf etmek ve çok uğraşmak sureti ile yem yeşil ve meyve ağaçları ile dolu olan ve şimdi sonucundan yararlanmayı bekleyen bir bahçeyi düşünün. Bu bahçıvan küçük çocuklarına bakmakla yükümlüdür ve bu çocuklar babalarına yardım edemedikleri gibi, bakım sorumlulukları da babalarının omuzu üzerindedir. Yaşlı bahçıvan çocukları ile beraber bu bahçeden yararlanarak iyi bir yaşam sürdürmeyi arz etmektedir. Tam o sırada alevlerle dolu yıkıcı bir fırtına eser ve bahçeyi yakarak yerle bir eder ve geriye külden başka hiç bir şey kalmaz.

Kuşkusuz bu bahçıvan için ah çekmek ve yıkılan bahçesine hasretle bakmaktan başka bir şey kalmaz. Kur'an'ı Kerim’in bu misali, başkalarını infak ve bağışları ile sevindiren, fakat riyakarlıkları ve infakta bulunan kimseyi rahatsız etmek ve onda minnet duygusu yaratmak sureti ile yaptığı infakı boşa çıkaran insanları en güzel biçimde anlatmaktadır. Bu tür insanlar sözü edilen yaşlı bahçıvan misalidir ki çevresini çocukları sarmış ve yaşamının tek geçim kaynağı olan bahçesinin meyvelerini beklemektedir. Bu bahçede yer alan meyve ağaçlarının altında akan sular bahçeyi sulandırmaya bile hacet bırakmamıştır.

Ancak birden ateş fırtınası eser ve bahçeyi kül eder. Evet, iyi amellerde ve infakta bulunan ve bu yolda büyük zorluklara katlanan, fakat bu amellerini gösteriş için yapan insanların hali bu bahçıvan gibidir. Onlar çok çaba harcamıştır, fakat kıyamet günü geldiğinde amellerinin sonucu kül olmuştur, çünkü riya ve ikiyüzlülük fırtınası bu amellerin mükafatını yakıp yıkmıştır.

Kur'an'ı Kerim’in bazı müfessirlerine göre bu semavi kitabın riya ile ilgili misali, yaşamları boyunca hac, namaz, oruç, cihat, cami inşaatı, hastane inşaatı, yetimlere bakma gibi bir çok ameli ve ibadeti yerine getiren fakat maalesef tüm bu görecede iyi amellerini riya fırtınası ile geride hiç bir şey kalmayacak şekilde yakan insanların kaderini ve akıbetini beyan eder. Bazı müfessirlerde bu misalin sadece riya ile sınırlı olmadığını ve tüm günahları kapsadığını belirterek Müslümanları amellerine dikkat etmelerini ve yerine getirdikleri seçkin ibadet ve hizmetlerini korumaları ve onları günah ateşi ile yakmamaları konusunda uyarır.

Bu kurani misale göre eğer insanlar amel ve ibadetlerini koruyamazsa akıbetleri, hem kendisi zarar gören ve hem çocuklarının geleceğini heba eden yaşlı bahçıvanın akıbeti gibi olur. Bir gün adamın biri büyük bir şahsiyetin evine misafir olur. Yemek vakti geldiğinde adam her zamankinden daha az yemek yer. Yemekten sonra sıra namaz kılmaya gelir.

Adam namaz kılar, fakat her zamankinin aksine uzun uzun namaz kılar. Adam evine döndüğünde eşinden yemek ister. Adama eşlik eden oğlu şaşkınlıkla sorar: Yoksa misafir olduğun evde yeterince yemek yemedin mi? Adam şöyle karşılık verir: Az yedim ki beni obur biri zannetmesinler ve böylece gelecekte bir mevkie ulaşmama mani olmasın. Babasının riyakarlığını duyan oğlu şöyle der: Babacığım, iyisi sen namazının kazasını de yerine getir, çünkü işine yarayacak ibadet de etmemişsin. İslam peygamberi (sav) bir rivayette şöyle buyurur: Kim bir kez Lailahaillallah derse, yüce Allah cennette ona bir ağaç verir.

O sırada sahabeden biri şöyle der: Ya resulallah, o zaman benim cennette bir çok ağacım olacak, çünkü ben bu zikri sık sık söylerim. Allah resülü (sav) şöyle buyurur: Evet ama dikkat et ki bir ateş gönderip hepsini yakıp kül etmeyesin. Bu sözün anlamı şu ki insan günah işleyerek iyi amellerinin mükafatını heba etmemelidir. Bu rivayet aynı zamanda cennet ve cehennemin aslında bizim amellerimizin üzerine inşa edildiğini, yoksa önceden inşa edilmiş bir mekan olmadıklarını beyan etmek istir. O zaman biz de riya gibi amellerle cennetten kovulan ve cehenneme atılanlardan olmamak için çaba harcamalıyız.