Kuran'ı Okumak

Kuran'ı Okumak

Kuran'ı Okumak

Allah’ın emirlerini öğrenebileceğimiz tek kaynak olan Kuran’ı Kerim 1400 yıl önce peygamber efendimize vahyedilmiştir. İslamiyetin temellerinin anlatıldığı Kutsal Kitabımız Kuran, bugün insanlar tarafından titizlikle korunan, saygı duyulan ancak okunmayan bir kitap olarak raflarda ya da duvarlarda asılı halde korunmaktadır. Oysa Kuran bizlere öğüt almamız, Allah’ın emirlerini ve yasaklarını öğrenmemiz için indirilmiş bir rehberdir.

Kur’an’ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdı; öğüt alan yok mu?

(Kamer Suresi, 17) 

Günümüzde insanların çoğu dinimiz hakkındaki bilgileri Kuran’la örtüşmeyen kaynaklardan öğrenmekte, bu da yanlış ve hurafelerle dolu din bilgisinin yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Oysa Allah’ın emir ve yasakları Kuran’da açıkça bildirilmiştir. Kuran’la örtüşmeyen hatta tamamen tezat bilgilerden oluşan Kuran dışındaki kaynaklardan dini öğrenmek son derece sakıncalı bir durumdur.
Dilinizden çıkan yalana dayanarak, ‘’Bu helaldir ve bu haramdır.’’ Demeyin. Böylece Allah’a yalan isnat etmiş olursunuz. Kuşkusuz, Allah’a yalan isnat edenleri kurtuluşa ermezler. (Nahl Suresi, 116)


‘Biz sana bu Kur’an’ı sıkıntı çekesin diye indirmedik.’ (Taha Suresi, 2) ayetinden de anlaşıldığı gibi, Kuran insanların güçlük çekmeleri için indirilmemiştir. En kolay olan yolu kat etmeyi sana kolaylaştıracağız. (A’la Suresi, 8) ayetleri ile kullarına olan merhametini ve seçip beğendiği dininin kolay olduğunu bildirmiştir. 

Allah kolaylık dilerken insanlar, İslam dinini icra edilmesi zor ve karmaşık bir hale getirerek Kuran ahlakından uzak toplumların oluşmasına neden olmaktadırlar. Dine uzak olup tanımak ve yakınlaşmak isteyen insanlar için bu yanlış bilgiler ve hurafeler olumsuz bir etki yaratmakta ve dinimizin yanlış bir şekilde anlaşılmasına sebep olmaktadır.

Bütün bunların dışında en önemlisi Allah’ın ayetlerinin yerine başka kaynakları önde tutmak ve onları uygulamak insanı şirke götüren büyük bir tehlikedir. ‘ Şüphesiz, Allah, Kendisi’ne ortak koşulmasını bağışlamaz; ama ondan başka günahı, dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa, gerçekten yalan uydurarak büyük bir günah işlemiştir.’ (Nisa Suresi, 48) 

Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed’in: ‘ Peygamber, ‘’Ey Rabbim! Kuşkusuz, kavmim bu Kur’an’ı kenara bıraktılar’ der. (Furkan Suresi, 30) sözünden, Kuran’ın okunması gerektiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, De ki: ‘Ben peygamberlerden ilk türemiş olan değilim ve bana ve size ne yapılacağını bilmem. Sadece bana vahyedilene uymaktayım. Ben, sadece apaçık bir uyarıcıyım.’ (Ahkaf Suresi, 9 ) diyerek Allah’ın emirlerinin dışında bir şeye uymadığını anlıyoruz. Bu durumda bizlerin de sevgili peygamberimizi örnek almamız ve sadece vahyedilene uymamız gerektiği çok açıktır.

Ayetleri üzerinde iyice düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsın diye bu sana indirdiğimiz kutlu bir Kitap’tır. (Sad Suresi, 29) ayetiyle de anlaşılacağı gibi Kuran, kenara kaldırılmak ve unutmak için değil, okumak ve öğüt almak için indirilmiş mübarek bir kitaptır. 

Kur’an kendi tanıklığıyla evrensel bir kitaptır:

‘’Bu ancak alemlere bir öğüttür.’’

Belli bir zaman, mekan ve millete ait değildir:

‘’Korkutucudur insanları.’’

Allah’ın nazil ettiği ayetler, bütün zamanlarda insanların hidayet ihtiyacını karşılayacak şekilde olup onların hidayeti için parlayan bir meşaledir. Beşeriyet daima onun saf ve berrak marifetinden faydalanmaktadır.