Kur'an'da İlham

Kur'an'da İlham

İslam tebliğinde gereken noktaların dikkatle üzerinde durulması gereken bir konu da aşağıda beyan edilmiştir:

1 ) Halk  arasında, yeni imkanlardan ve zamanın şartlarından yararnarak hayra, marufu ( iyiliği ) emretmeye, münkerden ( kötülüğü ) sakındırmaya davet edilen takvalı ve ( devletmeşmedeki temellerinin baş rolunun oynamasında ) ve dindâr tebliğcilerin varlığının gerekliliği.

2 ) Böyel kişilerin tebliğ hareketinin hedefi toplum bilinci vadetini korumak, tefrika, ihtilaf ve gruplaşmaktan sakındırmak olmalıdır.

3 ) Hayra ( yani doğru ve gerçeğe ) davet, marufu emretmek, münkerden  sakındırmak mübelliğin belirgin vazifelerindendir.

4 ) Her türlü aşırılık ve taşkınlıktan kaçınmak İslam-i bir devlet yapısında tebliği hareketinin çekirdeğinde hareket eden kimselerin önemli vazifelerindendir. Buna göre Resulullah ( s.a.v )'in İslam ümmet'i arasında edinilmesi ve izlenilmesi gereken bir numune olduğunu gibi mübelliğ'de , İslam toplumunun insanlığa örnek bir toplum olmasına çalışmalı ve her türlü günah ve vesvese'den kaçınmalıdır.

5 ) İslami tebliğ sisteminde olanlar mektebinin eğitimin prensiplerine kalben inanıp, iman takvasıyla bağlı kalmasındaki iman eden kimselerden olmalıdırlar. Tebliğ'de niyetle amel arasında hiç bir ayrılık olmamalıdır. Tebliğ'de rolu olan kimselerin itikad ve inançları sağlam olmazsa gerektiği gibi etkili olamazlar.

6 ) İslami tebliğda Allah-u Teâla'nın anayasına ve hükümleri konusunda kendi görüş ve fikir reyiyle içtihad ederek hüküm vermekten kaçınılmasıdır. İslam-i tebliğ çeşmesinden itaat ve teslimiyet ruh'u ve nur'u akmalıdır.

7 ) Tebliğde her türlü abartı , rıya ve gösterişten sakınmalıdır. Yapılmayan işler yapılıyormuş gibi gösterilmemelidir.

8 ) Tebliğ sahasında inkilab-i ve doğru tavır ortaya koymalı, telike ve zorluklarla tehdit edinilse dahi yalnız Allah-u Teâla'dan korkmalı, O'na sığınılmalı ve O'ndan başka hiç bir güçten çekinilmemelidir. İmam Ali ( a.s. )'mı kendisine örnek almalıdır.

9 ) Tebliğ Allah için yapmalı, hiç bir insanın ırk ve dil , din ayırımın yapmamalı ve hiç kimseden karşılık ve mükafat beklememelidir. Halis niyetle yapılan tebliğ daha etkili ve daha sağlıklıdır bilgisine ulaşmalıdır. Başkalarından mükafat beklemek ve öğüt almak bazı çıkarcıların baskısı altında kalmak İslam-i tebliğ'de tehlikeli hastalılar oluşması gibi'dir, bu gibi düşüncelerden kaçımılmalıdır.

10) Tebliğin hemen etkili olması beklenilmemelidir. Sabır tahammül, süreklilik ve istikamet alanında ilerlemisinin gereklerindendir. Toplumu doğru ve gerçek hidayet etmek isteyen kimseler bu yolda fedakarlıklar için hazır olmalı, programlarının ilerlemsi için sabrı gerekli unsurlardan biri bilmelidirler.

11 ) Tebliğ programı " yumuşak söz ve huy " esasına göre planlanmalıdır.

12 ) Mübelli bir toplumun bir ferdi ve bir parçası olmalı ve toplumun için'de bulunduğu şartlardan tamamen haberdar olmalı ve toplumla rahat bir şekilde bağlantı kurabilmeli ve onların sorunlarına yakınen ilgilenmeli kültürel açılarında ki, değişik sosyo-ekonomik kültürellere saygı duymalı her şahşiyetlerinin özgürlüğü hakkında adaleti tam ve uygun olarak uygulamalıdır.

13 ) Tebliğin sonucu, toplumu hidayet etmek ve toplumun fertlerinde düşünce ve tefekkür gücünü uyandırmak olmalıdır. Her tebliğ programı muhataplarını düşündürmeye ve onları doğru bir hareket yolu doğrutuşunda hareket'e sevketmelidir.

Tebliğ programlarının çekici ve neşe, verici olması mübelliğlerin topluma nüfuz etmesine, mesajın yerine ulaşması ve yayılmasına sebep olduğu göz ardı edilemeyeceği gibi, sadece vakit geçirme veya meslek icabı da bu işle uğraşmak asla doğru değildir.

14 ) Tebliğ İslam-i ölçülerle uyuşmayan eski toplumsal sünnet ve adetlerle ve barbarlaşmış adetlerin ve İslam-i eğitimi dışlayan feodaltoplum bilinçlerinden halkları aydınlatmalı ve mücadele etmek için ve toplumun değer düzenini düzeltmeye ve düzenlemey çalışması gerekir.

15 ) Tebliğ, halk kitlelerinde hakkı arama hissini canlı bir şekilde muhafaza etmelidir. Her sözü duyup onların arasından en iyisini seçmeyi halka öğretmelidir. Bu eğitim ve öğretim, toplumun tekamülüne ve ilerlemesine sebep olur.

16 ) Sosyal adeletin yayılmasını desteklemek tebliğin önemli hedeferinden biri olmalı ve insanları adaletli uygulamaya yönlendirmelidir.

17 ) İslam toplumun vahdetini korumak ve tefrikaya engel olmak, İslam-i tebliğin en önemli ve en büyük hedeflerinden biridir, bilincine varması en önemli görevlerindendir.

18 ) Tebliğ, toplum çapında tefakkuhun ilerlemesine, fıkıhın ve diğer İslam-i ilimler mesajlarının yayılmasına iyi bir etken olmalıdır.

Vahy'in Çeşitler :

" iş işten geçmeden, düşmanlar tüm dini ( devlet ) ve ilmi eğitimizi ve meselerinize el atmadan düşünüz ve uyanık olunuz. Kalkınız, öncelikle nefsinizi terbiye ve ve tezkiye açısından bilinçlendiriniz, takvanıza İslam-i bir eğitimle önem veriniz. Kendinize bir çeki düzen veriniz. Düzenli ve tertipli olunuz. İlme müesselerde yani yüksek tasil nizamı ve intizamı sağlayınız."

Her şeyinizi yağmalamak isteyen kan emici sömürücüler, bırakmıyorlar ki dini devletinizi ve ilmi müesseselerimizle "insn " yetişsin. Onlar insanlardan korkuyorlar. Eğer bir ülkede " insan " yetişecek olursa bu onların huzurlarını kaçırmakta ve çıkarlarını tehlikeye sokmaktadır. "

Ruh, elde ettiği kemaller neticesinde alemlerle çeşitli yollardan irtibat kurabilir. Biz burada rivayetlerde de varid olan bu yolları kısaca açıklıyacağız. ( Bihar'ül-Envar, c. 18 sayfa 193, 194, 255 ve 256. ) :

1 ) Semavi hakikatler bazen ilham yoluyla algılanır. Bu yolla kalbe ilka olunan şeyler, hiç şüphe edilmeyecek, bedihi ilimler hükmünü taşımaktadır.

2 ) Bazen dağ ve ağaç gibi bir cisim vasıtasıyla bazı sözler işitmek yoluyla olur. Mesela Hz. Musâ ( a.s. )'nın Allah Teâla'nın sözlerini ağaçtan duyması gibi.

3) Kimi zaman da rüya aleminde hakikatlerin, apaydın gündüz gibi insana keşfolunması, şekline olur.

4) Bazen de bir meleğin Allah tarafından me'mur olup O'nun kelamını insana ulaştırması şeklinde olur. ( Şura suresi, 51.ci ayette bu yolların hepsine işaret edilmiştir. Bu konuda " Risalet-i cihani-yi Peygamber " kitabına bakabilirsiniz. )

Kur'an-ı Kerim , Resul-i Ekrem'e bu yolla nazil olmuştur. Kur'an-ı Kerim şöyle buyurur : " Ruh'ul Emin ( Cebrail ) indirmiştir onu, ( Kur'an-ı ) senin kalbine, korkutanlardan olasın diye." ( Şura suresi : 193 ve 194. ayetler. )