İmam Askeri'nin (a.s) Kur'an'ın Doğru Anlaşılmasına Hizmetlerinden Bir Numune

İmam Askeri'nin (a.s) Kur'an'ın Doğru Anlaşılmasına Hizmetlerinden Bir Numune

İmam Askeri'nin (a.s) Kur'an'ın Doğru Anlaşılmasına Hizmetlerinden Bir Numune

“İbni Şehraşub” şöyle yazıyor: İslam ve Arap filozoflarından sayılan ve Irak’ta yaşayan “İshak Kindi”,”Kurân’daki Çelişkiler”adında bir kitap yazdı. Bu kitabı yazmak için uzun süre evinde inzivaya çekildi. Öğrencilerinden biri bir gün İmam Askeri’nin huzuruna müşerref oldu. İmam hazretleri bu kişiyi görünce buyurdu ki:

Aranızda, üstadınız Kindi’nin sözlerini yanıtlayabilecek yiğit bir kişi yok mudur?

Öğrenci: Biz hepimiz onun öğrencileriyiz ve üstadın yanılgılarına itiraz edemeyiz.

İmam: Bazı konular size anlatılırsa üstadınıza aktarabilir misiniz?

Öğrenci: Evet.

İmam: Buradan dönünce üstadının yanına git, ona karşı sıcak şekilde ve muhabbetle yaklaş; kendisiyle samimiyet kurmaya çalış. Tam anlamıyla samimi olunca ona deki: Bir meseleyle karşılaşmışım ve onu sizden başkasının yanıtlama liyakati yoktur. Mesele şu ki: Kurân’ın sahibinin, kendi sözlerinden, sizin tahmininizden başka şey de irade etmesi mümkün müdür?

O cevabında; evet böyle bir kastı olması mümkündür, diyecektir. Sen ona deki: Bu durumda Kurân’ın sahibinin sizin tahmininizden başka bir şey irade etmediğini ve sizin ondan başka manalar çıkarmadığınızı nereden biliyorsunuz?

İmam ekledi: O, akıllı adamdır bu nükteyi vurgulamanız yanıldığını anlamasına yetecektir.

Öğrenci üstadının yanına döndüğünde İmamın buyurduğu gibi yaptı. Ortam müsait olunca imamın sözlerini şu şekilde açıkladı:

Bir sözün sahibi söylediği şeyden okuyanın zihnine gelmeyen bir şey irade etmiş olabilir mi? Başka bir tabirle: Söz sahibi, dinleyenin aklına gelene aykırı bir şey kastetmiş olabilir mi? Iraklı filozof öğrencisinin sorusunu dikkatle dinledi ve sorunu tekrar et, dedi. Öğrenci; sorusunu yineledi. Üstadı biraz düşündükten sonra: Evet olabilir, sözün sahibi, dinleyenin aklına gelmeyen bir şey kastetmiş olabilir. Dinleyen, sözün zahirinden, sahibinin iradesine ters düşen bir şey anlamış olabilir, dedi.

Böyle ustaca bir soruyu yöneltmenin öğrencisinin kapasitesini aştığını bilen üstad, öğrencisine yemin verdi:

- Gerçeği bana söyle böyle bir soru nereden aklına geldi, dedi.

Öğrenci: Böyle bir sorunun benim aklıma gelmiş olmasının nasıl bir sakıncası olabilir? dedi.

Üstad: Hayır, bu tür konular senin için daha erkendir, bu soruyu nereden öğrendin, gerçeği bana söyle, dedi.

Öğrenci: Gerçek şu ki, “Ebu Muhammed”(İmam Hasan Askeri) bu soruyu bana öğretti, dedi.

Üstad: Şimdi gerçeği söyledin ve ekledi: Bu tür sorular, sadece bu aileye yakışır, dedi.

Böylece üstad ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduğunun farkına varıp ateş yakılmasını emretti, kendine göre “Kurân’daki Çelişkiler” diye yazdığı kitabın tamamını yaktı.([1])

 


([1]) Menakıbi Al-i Ebu Talib, İbni Sehraşub, C.4, S.424.

shafaqna