Hz. Muhammed'in Hayatında Kesitler

Hz. Muhammed'in Hayatında Kesitler

Hz. Peygamberin Kur’an’daki Mucizeleri

        Hz. Peygamberin Kur’an’daki Mucizeleri

Mucize, lügatte aciz kalmak, güçsüz bırakmak demektir. Islahatta ise başkalarının benzerini yapamadığı bir işi yapmak veya bir sözü söylemektir. Buna göre peygamberlerin nübüvvetlerini ispat etmek için yaptıkları ve başkalarının ondan aciz kaldıkları ayet ve alametlere mucize denir. Hz. Musa’nın (a.s) asasının ejderhaya dönüşmesi, Hz. İsa’nın (a.s) kutsal nefesiyle ölüleri diriltmesi bu mucizelerin örnekleridir.

   Resul-i Ekrem (s.a.a) yaşamı boyunca dört bine yakın mucize göstermiştir. Onun (s.a.a) en büyük mucizesi, bütün peygamberlerin ve kendi diğer mucizelerinin aksine kalıcı ve devamlı olan Kur’an-ı Kerim’dir. Bu kitabın eşsiz bir fesahat ve belagate sahip olması, en yüce ilahi öğretileri içermesi vs. yönlerden birçok mucizeleri vardır. Âlimler ve müfessirler detayı olarak ondan bahsetmişlerdir. Kur’an’ın:

   ‘’Kulumuza indire geldiğimiz Kur’an’da şüpheniz varsa ona benzer bir sure getirin…’’1

Diye meydan okuması onun mucize oluşuna bir başka güzel delildir. Günümüze kadar kimse, küçük bir surenin bile benzerine getirememiş, ebede kadar da getiremeyecektir. Kur’an’ın gaybi haberler vermesi de onun mucizelerindendir. Bütün gaybi haberler vahiy kanalıyla Peygamber’e (s.a.a) verilmektedir. O (s.a.a) da ilk olarak halka söylediğinden O’nun mucizesi sayılmaktadır. Peygamber’in (s.a.a) insanlara bildirdiği ve Kur’an’da da gelen bu gaybi haberlerin birkaçını aşağıda getiriyoruz:

1-   Beni Esed kabilesinden2 bir grup gerçek manada değil, zekât almak için Müslüman olmuştu. Onlar Peygamber’in (s.a.a) yanına gelip iman getirdiklerini söyleyince vahiyle Peygamber’e (s.a.a) şöyle buyuruldu:

‘’De ki: İnanmadınız ve fakat Müslüman olduk deyin ve henüz kalplerine inanç girmedi.’’3

Kalplerden haberdar olmak Peygamber’in (s.a.a) vasıtasıyla gerçekleşen mucizelerdendir.

2-   As bin Vail, Peygamber’e (s.a.a) oğlu olmadığı için, ‘ebter’ demişti. Ama Peygamber (s.a.a) onun ebter, kendi neslinin de kevser olacağını söyledi.4 Bu haber gerçekleşti ve As’tan sonra bütün oğullarının nesli kesildi, oysa Peygamber’in nesli aynı şekilde devam etmektedir.5

3-   Rumlar, İranlıların karşısında ağır bir yenilgiye uğradıktan sonra galip geleceklerine dair haberin verilmesi:

‘’Rum mağlup edildi. En yakın bir yerde, fakat onlar bu mağlubiyetten sonra galip olacaklar’’6

Kur’an-ı Kerim, Peygamber’in (s.a.a) iki mucizesini şöyle anlatıyor:

1-Peygamber’in (s.a.a) Miracı:

    ‘’Noksan sıfatlardan münezzeh olan kulunu geceleyin Mescid-i Haram’dan, çevresini kutsadığımız Mescid-i Aksa’ya götürdü…’’7

 

Bu ayet Peygamber’in (s.a.a) miracı (İsra) hakkında nazil oldu. Yüce Alllah, Peygamberini Mescidu’l-Aksa’ya götürdü ve oradan ‘’…araları iki yay kadar kaldı, yahut daha yakın…’’8 yüksekliğine kadar çıkardı.

    Miraç, Peygamber’in (s.a.a) mucizesiydi. Miraçtan sonra bu eşsiz seferden birçok gaybi haberler verdi.

    Güvenilir bütün İslam Alimleri miracın, Peygamber’in (s.a.a) Mekke’den Medine’ye hicretinden önce gerçekleştiğini söylemektedirler. Sadece hangi yıl gerçekleştiğinde görüş ayrılığı vardır. Kimisi bi’setin 2. Yılında, kimisi 3, kimisi 5 veya 6. Yılında gerçekleştiğini söylerken kimisi de başka tarihler söylemişlerdir.

    Gerek ‘’Ve ant olsun ki onu, bir diğer inişte de gördü. Sidretü’l-Münteha’nın yanında.’’9 ayetlerine göre, gerekse Ehl-i Beyt’in (a.s) rivayetlerine göre10 miraç iki kere gerçekleşmiştir.

    Kur’an’ı Kerim’deki ayetler, miracın Mescidu’l-Haram’dan başladığını göstermektedir. Bazıları Ümmü Hani’nin evinden, bazıları da Şi’b-i Ebi Talip’ten başladığını söyleseler de birinci defa Mescidu’l-Haram’dan, ikinci defa da Ümmü Hani’nin evinden olabilir. Eldeki delillere göre Şi’b-i Ebi Talip’ten başlamamıştır.11

    Peygamber’in (s.a.a) miracının önemli konularından bir diğeri de yükselişin ne şekilde olduğudur. Yani acaba ruhu mu gitmişti, yoksa ruh ve bedeni beraber mi gitmişti?

    Müfessirlerin çoğuna göre miraç ruh ve cisimle beraber olmuştu.1 Yani Peygamber (s.a.a) maddi bedeniyle Mescidu’l-Haram’dan Beytu’l-Mukaddes’e götürülmüş, oradan da ruh ve bedeniyle beraber göğe yükseltilmiş ve müşahede ettiği birçok gaybi haberi bildirmiştir.2 Resulullah’ın miracının hakikati hakkında daha fazla bilgi için tefsir kitaplarına başvurunuz.

2-Şakku’l-Kamer (Ayın Yarılması)

Yüce Allah, Kamer Suresinin başında Peygamber’in (s.a.a) bu büyük mucizesinden bahsederek şöyle buyuruyor:

    ‘’Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.’’3

    Şakku’l-Kamer olayı şöyle gerçekleşti:

    Mekke müşrikleri (hicretten önce) Peygamber’den (s.a.a) bir mucize isteyerek dediler ki: ‘’Gerçekten peygambersen ayı ikiye böl.’’ Peygamber (s.a.a) onlara ‘’Böyle bir şeyi yaparsam iman getirecek misiniz?’’ diye buyurdu. Onlar ‘’Evet’’ diye cevap verdiler. O gece ay, dolunay halindeydi. Resulullah (s.a.a) Rabbinden ayı ikiye bölme isteğinde bulundu. Peygamber’in (s.a.a) işaretiyle ay ikiye bölündü ve birçok kişi onu gördü. Ama müşrikler bu büyük mucizeyi de inkâr ederek dediler ki: ‘’Muhammed bize sihir yaptı’’4

Kur’an bu inkârın onların her zamanki adetlerinden olduğunu söyleyerek şöyle buyuruyor:

   

    ‘’Onlar, bir delil gördüler mi yüz çeviriler de derler ki: Bu sürüp giden bir büyüdür.’’5

 

Buraya kadar söylediklerimiz Resulullah’ın (s.a.a) mucizelerinin bir kısmıydı.

 

 

1 Bakara, 23.

2 Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 17, s. 199.

3 Hucurat, 14.

4 Kevser, 3.

5 Biharu’l-Envar, c. 17, s. 203.

6 Rum, 2-3.

7 İsra, 1.

8 Necm, 7-8-9.

9 Necm, 13-14.

10 Abdulali Arusi Huveyzi, Nuru’s-Sakaleyn, c. 3, s. 98, İntişarat-ı İsmailiyan, Kum.

11 Seyyid Mahmud Alusi, Ruhu’l-Maani fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 8, s. 8, İntişarat-ı Daru’l Kutubu’l-İlmiyye, Beyrut.

1 el-Mizan (Farsça çevirisi), c. 19, s. 39.

2 el-Mizan (Farsça çevirisi), İsra nin 1. Ayetinin tefsiri.

3 Kamer, 1.

4 Fazl bin Hüseyin Tabersi, Mecmeu’l-Beyan, c. 4 s. 10, (Farsça çevirisi).

5 Kamer, 2.