Allah’ın Kudret Nişaneleri

Allah’ın Kudret Nişaneleri

                                                          Allah’ın Kudret Nişaneleri

Soru: Allah’ın yeryüzü ve gökyüzündeki kudret nişaneleri nedir?

Cevap: Gökyüzü, yeryüzü ve onda olan her şey tümüyle Allah’ın kudret nişaneleri ve nimetleridir. Var olan her şey O’nun nişanesi olmaktan başka bir şey değildir ve hiç kimsenin onları saymaya gücü yoktur. Yüce Allah defalarca insanları ve ayetleri görmeye devam etmiştir. Biz burada bu nişanelerin bazılarına işaret ediyoruz:

1-Allah’ın Gökyüzü ve Yeryüzündeki Nişaneleri:

Birçok ayette (mesela Al-i İmran/19; Bakara/164; Rum/22; Casiye/3; Anekbut/44; Yunus/3; Ankebut/61; Gafir/57; Zariyat/47-48; Enbiya/32; R’ad/2) O’nun gökyüzü ve yeryüzündeki nişanelerine işaret edilmiştir. Gezegenlerin ve galaksilerin büyüklüğü, kapsamlılığı, genişliği ve sayısız oluşları Allah’ın sonsuz kudretinin nişaneleridir. Bu azametin bir bölümüne işaret ediyoruz: Hiç kimse tam olarak gökyüzünün ne kadar geniş ve kapsamlı olduğu bilinmemektedir. Bizim galaksimiz, galaksiler ailesinin bir parçasıdır. Galaksilerden bir diğeri de bir çok özelliği Beyaz Yol’a benzeyen ve bize 20 milyar uzaklığı olan ‘’Andromeda’’dır. Beyaz yol dudak ısırtan bir hızla ona doğru gitmektedir. Ama çarpışma ihtimali mevcut değildir; çünkü iki galaksinin birbirine ulaşması en az 75 milyon asır çekecektir.2 Bizim galaksimizde yer küreden bir milyon kattan daha büyük olan güneş yer almaktadır. Burada Palermo rasathanesinin göklerin azameti hakkındaki tanıklığı çok ilginçtir: ‘’Rasathanenin büyük teleskopu yapılmadan önce gözlemlediğimiz evrenin genişliği beş yüz ışık yılından (ışık dakikada on sekiz milyon kilometre yol almaya tekabül eden saniyede üç yüz bin kilometre hız ile hareket eder.) fazla değildir. Ama bu teleskop evrenimizin genişliğini binlerce milyon nur yılına ulaştırdı ve neticede yeni galaksiler keşfedildi. Ama kuşkusuz onun ötesinde de yüzlerce milyon başka galaksiler mevcuttur. Anlaşıldığı kadarıyla gördüğümüz bu azim evren çok daha büyük olan bir evrenin küçük ve hacimsiz bir zerresidir.’’3

    Bilginlerin bir asır önce ispat ettikleri üzere yeryüzünde yedi değişik yöne hareket etmekteyiz. Hareketsiz olduğunu zannettiğiniz şuanda bile en az değişik yedi yöne doğru bazen saatte bir milyon sekiz yüz bin kilometreye ulaşan bir hızla hareket halindesiniz. Bu hareketlerden biri yeryüzünün kendi etrafındaki hareketidir. Bu dönüş Fransız bilgin Foucault tarafından keşfedildi. Bu dönüş saatte 1300 kilometre hızla gerçekleşmektedir. Ama yeryüzünün güneş etrafındaki hareket hızı karşısında naçizdir. Uzay araştırmacıları yeryüzünün saatte dudak ısırtan 110000 kilometre veya saniyede 30 kilometre hız ile ilerlediğini söylemektedir. Bundan ötürü biz her gün bu yönde 2600000 kilometre yolculuk yapmaktayız. Baba ve annesin birinci doğum gününü kutladığı bir bebek bu yönde 950 milyon kilometre hareket etmiştir. Yetmiş yıl yaşamış bir insan, ömrü boyunca bu yönde 75 milyar kilometre yani güneş sisteminin beş katı hareket etmiştir.1 Ama biz asla bu yolculuğu hissetmeyiz. Yüce Allah defalarca hayatın sürmesi ve neslin baki kalması için yeryüzünün durgunluğuna işaret etmektedir.2 Yeryüzünün değişik yönlere doğru bütün bu hareketleri ile birlikte hayat için durgun ve güvenilir olması Yüce Allah’ın kudretinin kesin delili değil midir?

2-Allah’ın Gök Gürlemesi ve Şimşeğin Oluşumundaki Nişaneleri:

    Bazı ayetlerde (mesela Rum/24 ve R’ad/12-13) gök gürlemesi ve şimşek Allah’ın nişanelerinden sayılmıştır. Bu nişane bazen korku ve endişe ve bazen de ümit ile beraberdir. Yıldırım düşmesinden korkulur ve yağmur yağması umulur. Kur’an gök gürlemesinin Yüce Allah’ı andığını ve övdüğünü buyurmaktadır. Bilginlere göre gök gürlemesi ve şimşek pozitif ve negatif yükler ile iki bulutun çarpışmasıyla ve bazen de bulut ve yerin çarpışmasıyla oluşmaktadır. Yani pozitif enerji taşıyan bir bulut, negatif bir yük taşıyan yeryüzüne yaklaşmakta ve olağan üstü bir sıcaklığı olan ve isabet ettiği her şeyi küle dönüştüren bir ateş topu meydana gelmektedir. Her ne kadar ateş topunun müddeti saniyenin onda biri ve bazen yüzde biri olsa da meydana gelen sıcaklık 15000 santigrat dereceye ulaşmasından ötürü olağan dışı tehlikeler icat edebilir (güneş yüzeyinin sıcaklığı sekiz bin derecedir.)3 Bu açıklamalar ile şimşeğin tehlikeleri ve Kur’an ayetlerinde işaret edilen korkunun nedeni açıklığa kavuşmaktadır. Gök gürlemesi ve şimşek ilahi büyük nişanelerden olmakla birlikte birçok fayda ve berekete sahiptir.

a)  Sulama: ‘’Genellikle şimşekler bazen 15 bin derece

Santigrat civarında olan çok olağanüstü bir sıcaklık üretirler. Bu sıcaklığın, etraftaki havanın bir miktarı yakması ve neticede hava basıncının azalması yeterlidir. Az basınçta bulutlardan yağmur yağdığını biliyoruz. Bu nedenle şimşeğin çarpmasının ardından yağış başlamakta ve yağmurun iri taneleri aşağıya dökülmektedir. Bu yüzden gerçekte şimşeğin bereketlerinden biri sulamadır.’’4

b) İlaçlama: ‘’Şimşek sıcaklığıyla ortaya çıktığı zaman

Yağmur damlaları fazla bir oksijen miktarıyla karışıma uğrar ve apır suyu yani oksijen suyunu (H2 O2) oluştururlar. Bunun faydalarından biri de mikropların ortadan kaldırılmasıdır. Bu yüzden tıbbi işlerde yaraların yıkanması için kullanılmaktadır. Bu oksijen suyunun damlaları yere döküldüğünde bitkilerin afet ve hastalıklarını yok etmektedir. Gerçekte onları ilaçlamaktadır. Bu nedenle gök gürlemesi ve şimşeğin az olduğu her yılda bitkisel afetlerin daha çok olduğunu söylemişlerdir.’’

3- Allah’ın İnsanın Yaratılışındaki Nişaneleri:

    Rum/20; İnsan/2; Muminun/12-13; Secde/6-9; Casiye/4 gibi ayetlerde insanın yaratılışındaki bazı Allah’ın nişanelerine işaret edilmiştir. Bugün hayatın oluşum şekli ve tek hücreli varlıkların gelişimi bilginlerin hayranlıklarını artırmıştır. Ölü ve cansız topraktan grüft ve çok hücreli bir varlığı yaratmak ne kadar esrarengiz ve şaşırtıcıdır. Bugün insan bedeninin en küçük bir parçası uzmanlık ve üst uzmanlık derecesinde dikkatle incelenmektedir. Bununla birlikte yine de meçhul hususlar çoktur. Örneğin göz gibi en küçük azaların tanınması (tedavi edilmesi) için çok sayıda uzman ve üst uzmana ihtiyaç duyulurken, onları yoktan var etmek için mutlak olarak bir ilim ve aklın lazım olmadığına kimse inanır mı? İnsan bedeni on milyon hücreden oluşmuştur. Her hücre binlerce tesisatı olan bir şehre benzetilebilir. İnsanlığın en görkemli ve modern sanayi sistemleri, gıda maddelerini bedenin muhtaç olduğu maddelere dönüştüren bu tesisatlar ile boy ölçüşemez.

    4- Allah’ın Bal Arısının Yaşamındaki Nişaneleri:

    Bal arısının yaşamı ilahi kudret nişanelerinden biridir. Onun ürettiği ürün Kur’an’da şifa olarak adlandırılmıştır. Yüce Allah bal arısının yaşamı ve işi hakkında şöyle buyurmaktadır:

    ‘’Rabbin bal arısına: dağlardan ağaçlardan ve (insanların senin için yapacakları) çardaklardan evler (kovanlar) edin, sonra meyve (ve çiçek) lerin her birinden ye de Rabbinin (bal imalinde öğrettiği ve) kolaylıklar gösterdiği yaylım yollarına git diye ilham etti Onların karınlarından (ağızlarından) renkli çeşitli şerbet (bal) çıkar ki onda insanlar için şifa vardır. İşte bunda da tefekkür edecek bir zümre için elbette bir ayet var.’’5

    Evet, bugün bal arısının esrarengiz yaşamı sadece bu ilahi vahiy ile açıklanabilir. Meşhur çevrebilimci Morris Meterling şöyle demektedir: ‘’Biz (bal arısının yaşamındaki) bu kanun ve düzenlerin nereden ve nasıl meydana geldiğini bilmemekteyiz. Bu sırrı anlayabilecek ve bu yasaları yapanı tanıyabileceğimiz bir günün beklentisindeyiz. Özetle biz arılar ülkesinin kanunlarının hangi danışma meclisinde onaylandığını ve uygulanmalarına karar verildiğini ve belirli günde hareket emrini kimin verdiğini bilmiyoruz.’’1 Bir bilgin arıların evinin kenar derinliği ölçer ve onun büyük açısının yüz dokuz derece ve yirmi sekiz dakika olduğunu tespit eder. Sonra bu meseleyi Kink adında büyük bir Alman mühendise bir soru şeklinde eğer bir insan en az malzemeyle üç kenar yüzeyi olan en kapsamlı pramiti yapmak isterse onun açıları ne kadar olmalıdır diye sorar. O, diferansiyel formülüyle bu problemi çözer ve yüz dokuz derece ve yirmi altı dakika diye cevap verir. O, sorunun arının evi hakkında olduğunu bilmeksizin bu cevabı verir. Böylece arının evinden sadece iki dakika hesapla farklı olduğu sonucu çıkar. Sonra Mag Luzem adında bir başka mühendis daha dikkatli bir işlem yapar ve o iki dakikanın ilk mühendisin sanısından kaynaklandığını ve doğru cevabın bal arılarının yaptıkları gibi olduğunu anlar.2

    Bu nişaneler ve diğer sayısız nişaneler bir olan yaratıcının ve onun sonsuz kudretinin kanıtı değil midir? Yaratılış evreninde bu sırlara benzer binlerce sır mevcuttur. Bunlardan her birine dikkat etmek her insaflı insanı ilahi sonsuz kudrete sevk etmeye yeter. Eğer insan gözünü açarsa evrenin her zerresini O’nu ve kudretini gösterdiğini görür. Bütün bu düzen ve azamet tesadüf eseri ve yaratıcısız mıdır? Bu, çok güçlü bir yaratıcının varlığını yansıtmıyor mu? Evet, bu evrenin her zerresi bilen ve kudretli bir rabbin varlığını göstermektedir. Ama bu gören bir göz istemektedir. Baba Tahir’in deyişiyle:

    Denize baksam seni görürüm

    Sahraya baksam sahrada seni görürüm

    Dağ, taş ve ovaya nereye baksam

    Senin güzel varlığının nişanesini görürüm.

 

 

2 Saidiyan, Dairet'l-Maarif, s. 1557.

3 Mecelle-i Feza, No. 56, Ferverdin 1351, Peyam-ı Kur'an'dan alıntı, c. 2, s. 177.

1 Saidiyan, Dairetu'l-Öaarif, s. 1558.

2 Nebe, 6.

3 İcaz-ı Kur'an, s. 78; Ayetullah Nasır Mekarım Şirazi, Peyam-ı Kur'an, c. 2, s. 264.

4 Ayetullah Nasır Mekarım Şirazi, Peyam-ı Kur'an, c. 2, s. 265.

5 Nahl, 68-69.

1 Metroling, Zenbur-i Asal, s. 35-36; Peyam-ı Kur'an'dan alıntı, s. 387.

2 Tefsir-i Ebu'l-Futuh Razi, Merhum Şarani'nin dipnotu, c. 7, s. 123; Peyam-ı Kur'an, c. 2, s. 388.